Neden Burun? Neden Diyafram?

Birçok kişi doğru nefes almayı bilmemektedir. Birçok kişide doğru nefes aldığını düşünerek, doğal olmayan yollardan solunum yapmaktadır. Ortaya çıkan sonuç, bu konuda yetersiz bilgi kapasitesine sahip olduğumuzdur. Nefesi ağızdan almak çok sik karşılaşılan, vücut sistemimize uygun olmayan, arkasında anatomik bir rahatsızlığı gizleyen Sig bir alışkanlıktır. İnsanların büyük çoğunluğu nefes alırken omuzlarını ve göğsünü yukarı kaldırarak ve karni içeri çekerek nefes alır. Bu okul yıllarından beri bize yüklenmiş olan ve beden eğitimi derslerinde dik dur, karnini içeri çek, göğsünü şişir komutlarının bizde biriktiği izlerdir.

Oysa doğru nefes almak nerdeyse bu tanımlamanın tam tersidir. Rahat ve kendini kasmadan durarak, karnini dışarı doğru genişleterek, göğsünü ve omuzlarını kaldırmadan sessiz, doğal ve abartısız bir nefes almak önerilmelidir. Doğru ve kapasiteli nefes alabilmeniz için omuzlarınızdan değil diyafram adalesini kullanarak karnin hissedebileceğimiz en alt bölgesinden nefes amaliyiz. Bu ciğerlerimizin karnimizde olduğu anlamına gelmez.

    Ciğerlerin asil kapasiteli olan alt kısımlarının genişleyebilmesi için, bos alana ihtiyaçları vardır. Biz bağırsak, mide, dalak, karaciğer gibi organlarımızı aşağıya çekerek, ciğerlerimizin genişlemesi için yer açmaktayız. Bu yüzden mümkün olduğunca karnimizin hissedebildiğimiz ve becerebildiğimiz en alt kısımlarını kontrol altına alarak aşağı çekmek, en azından o bölgede genişlemek gerekmektedir. Doğru nefes burundan alınıp verilendir.

    Burun içi yapısı, yapışkan bir sivil ve kıllar içermektedir. Bu ortam, aldığımız nefesle ciğerlerimize gidecek olan havanın filtre edilmesini sağlar. Havadaki toz ve benzeri zerrecikler yapışkan sıvıya ve kıllara yapışarak ciğerlere ulaşmadan bir temizlenme işleminden geçerler. Burun içindeki ortam, ciğerlerimizdeki isi ve nem oranı acısından ayindir. Burun, içinden gecen havayı ciğerlerin ortamına uyumlar. Ancak burundan nefes alındığında yeterli basınç sağlanıp ciğerlerin buutunu solunuma sokulabilir.

    Nefes yolunu bir soba borusu gibi algılarsanız, o borudaki üflenen havanın basınç kuvvetinin borunun uzunluğuyla orantılı olacağını bilirsiniz. Siz burun ve diyaframı kullandığınızda, nefes yolunu en uzun mesafeyi oluşturacak şekilde kullanmış olursunuz. Bu basınç, az kuvvetle çok is yapmak anlamında tam kapasiteli bir ciğer kullanımı olarak akciğerlerin hava kesecikleri için yeterli oranda sıkışıp açılma kuvvetini oluşturur.

Burundan nefes aldığımızda, üzerinde ‘parana’ dediğimiz manyetik enerjiyi taşıyan hava, burnun hemen arkasındaki beyne en yakın sinüs boşluklarından geçerken, üzerinde taşıdığı ‘supta’ enerjiyi beyne temas ettirerek manyetik bir etki oluştururlar.

    Diyaframı gerdiğinizde ya da diyaframa dayandığınızda yumuşak damağa yani kubbe dediğimiz burun arkasına da otomatik dayanmış olursunuz. Yani burun ve diyafram birbirleriyle ilişkili ve kombine çalışırlar. Hangisine yönelirseniz yönelin diğerine de tesir yollamış ve aktive etmiş olursunuz.

Istar fizik bedeninizi ister duygu bedeninizi ister mantalitenizi iyileştirmeye çeliştirdiğinizde burun ve diyaframı beraberce kullanmak zorundasınız. Diyaframı altta ve kontrol altında tutmaya gayret ederken, yumuşak damağınızı da yukarı doğru açarak esnetmek zorunda sinizdir. Aradaki bu-tun orta solunum, üst solunum, yutak farenks ve larenks yardımcı elemanlardır. Kaçınılmaz olan burun ve diyafram birlikteliğidir.

Burnun iki delikli olmasının, bölgelere ve iklimlere göre değişik biçimlerde oluşmasının çok özel anlamları vardır. Örneğin sıcak ve nemli tropikal iklimin tipik insan burnu kısa ve geniş deliklidir. Soğuk iklim insanlarının burnu uzun ve dar deliklidir.

     Bütün fizik uygunlukların diğer boyutlarda karşılıkları vardır ve birbirinden ayrı ve çelişik değildirler. Burnun yanında ağızdan nefes almayı devreye sokmak ancak, burun yollarının hastalık veya bir travma neticesinde tıkanması durumunda düşünülmelidir. Uykuda horlama rahat sizliğinin sadece ağız yolu ile solunum yapanlarda görüldüğünü ve horlamanın tamamen doğru nefes alamama sorunu olduğunu bir kere daha tekrarlayalım.

Bazı özel durumlar da örneğin koşarken ve şarki söylerken yeterli nefesi yetiştirebilmek için burun nefesinin yanında ağız nefesini de kullanmak nadiren de olsa gerekebilir. Ciğerleri diyafram vasıtasıyla aşağıya çekmek, kalbin üzerindeki baskının azalmasını sağlar ve bu sayede mide ve bağırsak gazlarının kalbi sıkıştırması kısmen engellenmiş olur. Diyafram adalesinin kullanılmasıyla aşağı ve yukarı hareket etmek zorunda bırakılan organlar için bu hareketlilik masaj anlamı taşımaktadır. Rahat nefes almak için mide ve bağırsakların hacimsizlik nedeniyle şişkin kalmamalarını temin etmek gerekmektedir. Şişkinlik yaratacak besinlere nefesinizi yoğun kullanacağınız zamanlarda örneğin; bir konferans konuşması, şarki söyleme öncesi veya spor yapma öncesi dikkat etmek gerekebilir.

   Kapasiteli birkaç diyafram nefesiyle önemli toplantı veya sınav önceleri, yoğun stres hallerinde sinir krizlerinde, yolculuk esnasındaki araç tutması nedeniyle oluşan mide bulantılarında süratli bir iyileşme sağlayabilirsiniz. Kapasiteli birkaç diyafram nefesi ile önemli toplantı veya sınav önceleri, yoğun stres hallerinde, sinir krizlerinde, yolculuk esnasındaki mide bulantılarında süratli bir iyileşme sağlayabilirsiniz.

Mustafa Kartal

Similar Posts