Çekim Yasasının Sırrı – Egomuzu Nasıl İkna Edebiliriz?
Egomuzu nasıl İkna edebiliriz?
Bir önceki yazımda yaşamış olduğum kurban olma konusu ile ilgili bilgi paylaşımı yapmıştım. Ve egonuzu ikna etmeniz gerektiği konusunu söylemiştim.
Bunu nasıl yapacaksınız?
Size şunu söyleyebilirim. Bir çocuğumuzun küçük çocuğu vardır. Ya da çevrenizde çocuğu olan birileri vardır. Onlara bakmanızı tavsiye ederim. Yaramazlık yaptıklarında çocuklara nasıl davranıyorsunuz ya da davranıyorlar.
Çevrenize baktığınızda, çocuk sahibi olan birçok aile kendi çocuklarına yaramazlık yaptıklarında oldukça sabırlı davrandıklarını göreceksiniz. Siz dışarıdan gözlemlerken çıldıracak gibi olduğunuz durumda dahi aileler kendi çocuklarına karşı oldukça sabırlı davrandıklarını hayretle izlerseniz.
Bu konuda Aykut Oğut’un son kitabındaki örneği vermek istiyorum.
Sizin 7-8 yaşlarında bir çocuğunuz olduğunu düşünün. Ve bir aileye oturmaya gittiniz. Onlarında çocukları olmadığını düşünün. Siz büyükler oturmuş sohbet ediyorsunuz çocuk o anda kendine sunulanlarla oynamaya başlıyor bir süre sonra canı sıkılıp konuşmaya ve dikkat çekmeye çalışıyor. Sohbetin ortasında size soru sormaya ya da farklı şeylerle ilgi çekmeye çalışıyor. Bu durumda neler olabilir şöyle bir bakalım.
Eğer biz çocuğu dikkate almazsak çocuk daha fazla dikkat çekmek için daha fazla hırçınlık yapmaya başlayacaktır.
Ya da çocuğu dikkate almayıp ona kızıp bir tokat patlatacaksınız. Sonuçta bu kez çocuk daha fazla ağlamaya başlayacak ya da o an korku ile susacak ama daha sonra sizin burunuzdan fitil fitil getirecektir.
Hâlbuki siz bu tür davranış yerine siz onu ikna ya yönelir ve istediğinin olabileceği ya da olmayacağı konularında gerekli açıklamaları yaparsanız çocuk sakinleşecektir.
Örneğin “ Ne oldu bir tanem? Canın mı sıkıldı? Bir şey mi istiyorsun? Bak şimdi teyzenlerle ya da amcanlarla sohbet ediyoruz, birazdan kalkacağız ve o zaman senin ne istediğini yaparız” derseniz olay sorun olmadan karşı tarafı Birey olarak görüp ona verdiğimiz değerle olayı çözümleriz.
Egomuza da yapacağımız konu bu ona çocuğumuza davrandığımız gibi sabırlı davranıp onu ikna edeceğiz nasıl mı?
Herhangi, bir olay nedeniyle suçlanma ile karşı karşıya kaldınız. Ne yaparsınız? Sizi suçlayan insana bağırıp çağırmanız sizi haklı duruma çıkarır mı? Kesinlikle hayır. Akıllıca çözüm tarzı olarak ne yaparsınız; suçlamayı çürütecek delilleri toplarsınız. O delillerle sizi suçlayan kişiyi ikna edip orta yolu bulmaya çalışırsınız. Diğer türlü olay çözümlenmemiş biçimde orada duracak zaman zaman önünüze çıkacaktır.
Kendi egonuzu ikna etmek içinde yapmanız gereken durum bu aslında; karşılaştığınız durumla ilgili delil toplamak. Gerçek ve elle tutulur deliller. Kendi hayatınızdan ya da başkasının hayatından işinize yarayacak deliller.
Bir konu ile ilgili eğer aklınızda ben bu işi beceremem savunması varsa egonuzu ikna etmek için becerebildiğiniz konulara bakmanız sizin egonuzu ikna etmek için iyi bir delildir. Sadece farkındalığınızı artıracaksınız. Emekleyen bir çocuğun ayağa kalkıp vücudundaki yüzlerce kası kontrol ederek yürümesi öğrenmekten daha zor ne olabilir ki?
Aslında düşündüğümüz tüm olaylar birer ilizyondur. İlizyon gösterilerinde sihirbaz, size ne görmenizi isterse o şekilde görmenizi sağlayacak yöntemler kullanır. Sizin de yapmanız gereken budur. İlizyon tümüyle bizim beynimizde o olaya vermiş olduğumuz anlamda yatmaktadır.
Normal yaşantımızda bu anlam bizim gerçekliğimiz olmaktadır. Ve biz yaşantımızda bu gerçekliklere sarılarak yaşarız. Öyle alışkanlık haline getirmişiz ki kendimize iğrenç hikâyeler anlattığımız (kendimizi sınırlayan, kendimizi aşağılayan, umutsuzluk ve mutsuzluk destekleyen) zaman bunu bir gerçeklik olarak kabul ediyoruz. İyi hikâyeler ( kendimizi yücelten, kendimize karşı sevgi dolu, kendimizin sınırsızlığını savunan) anlattığımız zamansa kendimiz kandırmak olarak algılıyoruz. Bunun nedeni de çocukluktan itibaren büyüklerimizin bize yapmış olduğu kodlamalardır.
Egonuzu ikna etmek için öncelikle egonuzla ilgili kodu bulacaksınız. Örnek olarak egomla ilgili kod kurban olmak. Kurban olmak bana ne kazandırıyor? Önce bunlara bakmıştım.
Benim olayımda iki konu vardı.
Birincisi, ben mağdur olmak istediğim için geliyordu. Ben bu olaylarda haklı olduğumu düşünüyordum ve haksızlığa uğradığım içinde kendimi mağdur olarak görüyordum. Mağdur olarak görmem nedeniyle diğer insanların bana acımalarını beni teselli etmelerini bekliyordum. Bu şekilde insanların ilgisini çekmek istiyordum. Yani aslında ben kurban rolü oynayarak insanların bana acımalarını ve benimle ilgilenmelerini sağlıyordum. Kendimi insanlara onaylatıyordum.
İkincisi ise oldukça farklı bir olaydı, ben başıma gelenlerden dolayı mevut şartlarda amirlerime bir şey yapamıyordum, tek yaptığım ise onları Allah’a havale etmekti. Geçmişte bu tür yaptığım davranışlardan sonra bana haksızlık yaptığımı düşündüğüm kişilerin başına ufak tefek aksilik ve kaza gelmişti. Ve ben bu olaylardan sonra bak ben suçsuzum, kalbim temiz olduğu için onların Allah tarafından cezalandırıldı diye düşünerek mutlu oluyordum
.
Beni bu durumdan kurtarmak ve egomu ikna etmek için delillere ihtiyacım vardı.
- Hayatıma baktığımda öncelikle şu anda bulunduğum makam mevki ve imkânlara sahip olabilmek bir başarıydı.
- Başkalarının onayına ihtiyacım yoktu. Kendi sorumluluğunu alabildiğim birçok konuyu kolayca halledebiliyordum.
- Ben birçok konuda başarılıydım ve takdir görüyordum.
- Ben inançlı insandım, bunu ispat için başıma bir şey gelmesine gerek yoktu.
Başıma gelenleri de kendi düşünce yapımdan çektiğimin farkına vardığım anda aslında çözümü bulmuştum ve kurban olmamı gerektirecek bir şeye ihtiyacım olmadığımın farkına vardım. Yapabildiklerime odaklandım ve aslında benim bu durumu yaşamaya ihtiyacım olmadığını fark ettim. Kendime güvenim yerine gelmişti. Ben başarılıydım.
Ben bu olayları kurban rolü oynamayı kabul ettiğim için çekmiştim. Ve o anda ben kendime net bir şekilde şunu söyledim; “Ben artık kurban olmayı kabul etmiyorum. Benim kurban rolü oynamaya ihtiyacım yok. Ben her halimle yeterliyim.”
Olay sonrasında 3 hafta boyunca bir küçük olay dışında olumsuz bir olay yaşamamıştım. Ve rahatlık vardı. Küçük olayında benim üzerimde etkisini sadece olaya gülümseme ile bakarak bitirmiştim.
Bu arada Aykut Oğut’un son kitabında almıştım. Ve kitapta kendisi ile ilgili çözemediği bir konudaki ego kodlarını çözmek için çocukluğuna giderek kullandığı egoyu ikna etme tekniğini okumuştum ve onu uygulamak için çocuklukta nerde yaşadığımı bulmak istedim.
Derin bir nefes alarak içsel temizlikte kullandığım soru sorma yöntemi ile çocuklukta ben kurban olmayı kabul etme kodumun nerde kodlandığını kendime sordum. “Ben bu durumu nerede ve ne zaman yaşadım?” diye.
Cevap geldi. Ben bu durumu 5-6 yaşlarında yaşamıştım aslında. Ben o yaşlardayken elektrik her yerde, her evde mevcut değildi. Ailem beni bakkala o gaz lambasına cam almaya göndermişti. Bende camı aldıktan sonra çocuk aklımla oyun oynaya eve doğru gelirken aklıma bir fikir gelmiş ve onu uygulamaya koymuştum. Elimdeki bozuk parayı camın açık üst ucundan atıp alt ucundan tutmayı planlamıştım. Ama olay sürprizle sonuçlanmış camın kenarı kırılmıştı. Beni bir korku sarmıştı. Elimde yeterince para yoktu ya eve gidip dayak şiddet gibi başıma geleceklere razı olacaktım ya da bakkala aldığım cam kırıktı senaryosunu oynayıp kendime acındıracaktım. Tabii ki bu durumda benim için en az riskli olanı seçtim. Bakkala gidip cam kırıkmış dedim. Tabi bakkal ben sana verdiğimde sağlamdı filan deyip bana hakaret etse de ben ısrarla mağdur rolünü oynadım. Sonuçta bakkal dayanamadı ve bana yeni bir cam verdi. Bu o an benim için bir başarıydı ama ben bu durumun hayatım boyunca bana neler yaşatacağını tahmin etmem mümkün değildi.
Olaylara ulaştıktan sonrasında egomu ikna için Aykut Oğut’un önerdiği altı adımlık yöntemi kullandım. Kitapta bu tekniği uygulamak için kararı aldığınız Anı o anıyı olabildiğince detaylı hatırlamanın şart olduğunu belirtilmektedir.
Birinci adımda; hatırladığınız olay olmadan birkaç saniye öncesine gidip resmi donduracaksınız. Ben cam kırılmadan birkaç saniye öncesine gittim, bakkala gittiğim zamana değil olayın başlangıcına gittim.
İkinci adımda; Bulunduğunuz ortamı detayları ile inceleyeniz. Şimdiki siz olarak herkes hareketsiz ve donmuş vaziyetteyken o mekânda biraz dolaşın.
Ben olay anında yoldaydım yoldaki detayları ve peşinden bakkaldaki detayları inceledim.
Üçüncü adımda; Resmin içindeki kendinizi uyandırın ve gözlerinin içine bakın ve kendinizi tanıtın. Örnek;
“Merhaba, Halis’cim Ben senin 44 yaşındaki halinim korkma sakın, seninle konuşmak için geldim.”
Dördüncü adımda; Ona birazdan neler olacağını hiç yorumlamadan anlatın. Sakın ona “ şöyle hisset, yok böyle yap vs.” diye dikte etmeyin.
Benim olay için kısaca açıklayayım. “Birazdan elindeki lamba camı ile oynarken camı kıracaksın. Ailenden korktuğun için bakkala geri dönüp camı kırık aldığını söyleyeceksin. Bakkal sana camı sağlam verdiğini söyleyip hakaret edecek ama sen yeni camı almak için tüm bu konuşmaları kabul edeceksin ve mağdur rolü oynayarak istediklerini elde edebileceğine inanacaksın”
Beşinci adımda; Olayı aktardıktan sonra ona öneride bulunacaksınız. Öneride bulunmayı dikte etmeyle karıştırmayın.
- Cam kırılacak sakın üzülme – Yanlış
- Bakkal sana kızacak ama aldırma – Yanlış
Olan olaylara farklı bakış açısı önermek olayı kolaylaştırır. Bunu bulmak için olayı yaşadığınız durumdaki hislerinize ve korkularınıza bakarsanız o korkularınızı devre dışı bırakacak öneriler işinizi kolaylaştıracaktır.
- Lamba camının kırılması seni beceriksiz yapmak zorunda değil. (Beceriksizlik korkusu)
- Kaza bu herkesin başına gelebilir. ( Kazalar hep benim başıma gelir korkusu)
- Sen bu kararı içinde bulunduğun düşünce yapınla aldın. Bu düşünceyi hayatın boyunca uygulamak zorunda değilsin. (şiddet göreceğin korkusu, mağduru oynamazsan istediğini elde edemezsin korkusu)
- Bakkal fazladan bir cam vermek zorunda kalacağı ve kendisinin zarar edeceği için öfkeliydi. ( Güce sahip olan her zaman haklıdır korkusu)
Altıncı adımda; Ve o anki kendinize sarılın ona kocaman bir öpücük verin ve geri çekilin. Filmi ilk dondurduğunuz ana dönün. Olayı rahat seyredebileceğiniz bir yer bulun ve filmi başlatın.
Burada sadece seyirci olun. Sakın filimi Anılarınızda hatırladığınız şekilde izlemeyin. Bırakın kendi kendisine aksın. Yani olayı kontrollü bir şekilde oynatmaya kalkmayın. Bırakın olay kendi kendine sanki daha önce olmamış gibi oynasın.
Devamında kendinizi nasıl hissettiğinize ve yaşantınızdaki sonuçlarınıza bakın.
Halis Şahiner
Sosyolog
Yazar
Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız
Ya o anı hatırlamıyorsak?
Regresyon kayıtlarını kullanarak çalışma yapabilirsiniz.
teşekkürler
Mrb geriye gittim yorumlamadan bunun amacı ne onu anlamadm o anı yaşadım ama ders cikarmam gereken konu nedir
Onu o sahnedeki kendine soracaksın alman gereken dersi ancak sen bilirsin.
Gerçekten "kurban" durumunda olmak ve kurban rolü yapmak farklı şeyler…
Merhaba halis bey peki O olayi nasil hatirlicaz yani hangi olay oldugunu buldukdan sonra gerisi kolay ama onemli olan hangi olaydan oturu bunu yasiyorum.Nasil bulucam lutfrn yardim edin..Aylardir blogunuzu takio ediyorum bana cok sey katti.Fakat sunu farkettim gecmisimdeki ofke kirginlik ve magdurluk durumlarini kafamdan atamadigim.icin cekim yasasi ise yaramiyor sanirim.
Merhaba
Sitemde bulunan regresyon kayıtlarından birisini kullanarak kaynak olaya ulkaşabilirsiniz.
Halis bey, "Sakın filimi Anılarınızda hatırladığınız şekilde izlemeyin. Bırakın kendi kendisine aksın. Yani olayı kontrollü bir şekilde oynatmaya kalkmayın. Bırakın olay kendi kendine sanki daha önce olmamış gibi oynasın." demişsiniz. Gerçeğin tam tersi ilerlerse bir sorun olur mu? Yani anı beni üzmüştür ama ben kendime öneride bulununca beni mutlu edecek şekilde ilerler. Böyle olunca, yani beni geçmişte öfkelendiren anı beni mutlu ederek ilerlerse olayın gerçekleştiği an veremediğimiz içimizde kalan tepki ve bastırdığımız duygular yok olur, temizlenir mi içimizden yoksa biz onu yine bastırmış olur muyuz? Farkında olmasak da içimizde kalır mı? Anı değişince yok olurlar mi yani bunu sormak istedim. Umarım anlatabilmişimdir sorumu. 🙂
Deneyebilirsiniz.
Sonra duygularınıza bakın çözülmüşse sorun yok
Halis bey misal , 6 yaşında annem yanlışlıkla elindeki bıçakla parmağını hafif derin kesiyor..
Bende annecim sen beni kestin elimi kaynattın bunu nasıl yaptın diyerek mağduriyeti aktariyorum- o da çok üzülüyor akabindeki sürece bana fazlaca ilgi oluyor. Annem babam kardeşlerin vs vs..
Burada mağdur oluyorum bu şekild e annem pişman oluyor haz duyuyorum – sonrasında yoğun ilgi alıyorum..
Demekki magdur rolündeki yararım karsimdakinin pişmanlık hissini görmem akabinde bana ilgi olmasını sağlamak..
Şu yaşıma kadar da 20.25 sefer hep bu şekilde olaylar oldu..
Şimdi o çocuk şunu hissetmeli olayın tekrarında.. bu bir kaza – bu seni mağdur ya da kurban yapmaz – kurban ya da mağdur olmadan da zaten ailen sana sonsuz ilgili ve sevgi dolu..
Olay bence bu..
Çok emek verilmiş site ve kitabınız halis bey.
Bence onlarca kitap yerine sizinkini kaynak kitap, baş ucu kitabı yapsalar herkesin herşeyi tamamı ile değişmiş olur ..
Saygılar srvgiler
Bundan daha iyi nasıl olur?
Daha başka neler mümkün?
Katkı olmasını diliyorum.