|

Çekim Yasası Uygulaması- Özgürlüğe Yolculuğum-3

Parasal bir hedef amaçlayarak başladığım çalışma farklı bir boyuta gelmişti. Ama sonraki günlerde kendimle ilgili yaptığım keşfin asıl hedefimle bağlantılı olduğunu görmem müthiş heyecanlandırmıştı. Bu keşif parasal blokajlarımın sebeplerinden birisiydi

Tünelin ucundaki ışık görünmüştü.

Bu keşif benim ailemle aramdaki buzların erimesini sağlayan bir keşif oldu. Ben aile dizimi çalışmaları esnasında en küçük ağabeyimle ilgili konuları çözümlerken bir konuya takıldım. Ağabeyim bir para alışverişimiz olmuştu. Ağabeyim yurtdışından saklamam için bana bir miktar para göndermişti. Ve uzun bir süre yurtdışından dönmedi. Parayı dolar olarak uzun bir süre sakladım ve daha sonra ev alımı için kendi paramla birlikte kullandım. Para evin bedelinin 3’te birine yakındı. Aradan yıllar geçtikten sonra ağabeyimin paraya ihtiyacı olduğunda evi satıp evin 3’te biri olan parayı iade ettim.

Bununla ilgi konuları çalışırken bir şey dikkatimi çekti, ben evi kendi evimmiş sahiplenemiyordum. Öylesine değersiz bir şey ya da emanet bir şey muamelesi yapıyordum. Evin yeri güzeldi. Kiracı sorunu yoktu ama ben o ev gerçek anlamda benimmiş gibi hissedemiyordum. Bu durumu irdelemeye başladım. Neden ben bu şekilde düşünüyorum diye.

Ve birden bir şey çıktı önüme ben ev aldığımı o zamanlar ailemden saklamıştım. Söylediğimde tam değerini de söylemiştim. Ailemden sakladığım ve kendimi suçladığım içinde sahiplenemiyordum. Bu durumu irdelemeye başladığımda bu seferde ben ailemden fazla paraya sahip olmakla ilgili sıkıntım olduğunu gördüm. Ben ailemden fazla para kazandığım için utanıyordum.

Ben ailemden fazla para kazandığım için neden utanıyorum dediğimde bir önceki yazımda anlattığım durum ortaya çıkmıştı. Kendimi aileme karşı borçlu hissediyordum. Beni yedirip, içirip, besleyip büyütmüşlerdi. Borçlu hissettiğim için ben onlara bu borcu ödemem gerekiyordu. Borcu ödemediğim içinde bu durum beni rahatsız ediyordu. Ailemi kendi zihnimde tasarladığım dünyada yaşatamadığım içinde ayrı bir rahatsızlık vardı.

Yine başa dönmüştüm. Olay tekrar sarmal olmuştu, borçluluk duygusu, yeterince yardım etmeme duygusu yine kıskaca almıştı beni.

Tam bu sırada bir şeyi fark ettim. Bu durumun çözümü yine bendeydi ve kendi yaşantıma baktım. Benimde çocuklarım vardı. Bende bir babaydım ve ailem vardı. Bir baba olarak neler yaptığıma ve beklentilerime baktım.

Çocuklarımın iyi bir yerde okumaları için hiçbir şeyden kaçınmıyordum. Kızımı imkânlarım ölçüsünde en iyi dershaneye, oğlumu özel okula gönderiyordum. Onlara harcadığım para beni rahatsız etmiyordu. Ama zaman zaman çocukların kendi başlarına bir şey almak istemeleri beni rahatsız ediyordu. Bir tarafta binlerce liralık eğitim yatırımı diğer tarafta 30-50 TL’lik eşya yada yemek.

İşte o zaman aradaki farkı gördüm. Ben ne yapıyorsam kendim için yapıyordum. Kendim için yaptığım harcamalardan dolayı rahatsızlık duymuyordum. Çocuklarıma en iyi eğitimi almaları için kesenin ağzını açmam aslında onların kendi ayakları üzerinde durabilecek ve iyi hayat sürecekleri maddi imkânlara kavuşması içindi. O zaman bana muhtaç olmayacaklar benim başıma bela olmayacaklardı. Benden ilave bir şey istemeyeceklerdi. Bende özgür ve rahat bir yaşam sürdürecektim.

Yaptığım her şey benim kendimi tatmin etmem içindi. Onlar için yaptığım harcamalar aslında onlar için değil kendi beklentilerim içindi.

Bunları fark edince kendime şunu sordum; “benim çocuklarımdan ne beklentim var.”

Bu kadar harcama sonrası onların bana borçlu olduğunu düşünüyor muyum? Hayır.

Çünkü her şeyi ben istediğim için yapmıştım. Kendi istediğim için yaptığım şeylerden dolayı çocuklarımı sorumlu tutmak tam bir bencillik olurdu.

Bunu fark edince ailemle yaşadığım duruma geri döndüm. Bu dünyaya gelmeyi ben istememiştim. Onlar istemişti. Çocuk sevgilerini tatmin etmek için. Beni dünyaya getirdikleri için kendileri sorumluluk duyuyorlardı beni beslemek zorundaydılar, bana bakıp benimle ilgilenmek zorundaydılar. Yaptıkları her şeyi kendileri için yapmışlardı. Benim bir an önce iş sahibi olarak onlardan ayrılmamı ve onlara yük olmamamı istiyorlardı. Diğer ağabeylerim bu konuda onları çok yormuştu çünkü. Aslında ben onları yormadan kolayca kendi hayat yolumu çizmiştim.

Benim yuvadan özgürleşip kendi yuvamı kurmam ve onların omuzlarında yük olmayı bırakmam onların istediği olan bir şeydi. Aynı zamanda onların çocukları olarak benim başarılı olmam, onlar için gurur kaynağıydı.

Onlar bana kendim için bir şeyler yapmamı telkin ederken ben tam tersi geçmişe takılı kalmış, onları kendimce rezil diye tanımladığım o hayattan kurtarmayı planlıyordum.

Bu senaryoda birazda bencillik vardı. Ailemin yaşantısı düzelirse kızlar beni daha fazla beğenir diye. Ama sonuçta benim aldığım maaş kısıtlı idi hem benim geleceğim hem de aileme benim hayal ettiğim yaşantıyı sağlayacak miktardan uzaktı.

Ailede benimle birlikte 4 erkek kardeş vardı. Kendi düşüncemle onların da sorumluluğunu kendi üstüme almış, süper kahraman olmam gerektiği konusunda kendime görev vermiştim. Hayallerimde kendi kendimi ailemin benden böyle beklentisi var diye kendimi şartlandırmıştım. Diğer kardeşlerimin ya da ailemin kendi yaşamlarını seçme özgürlüğü olduğu onlardan sorumlu olamayacağımı kabul edemiyordum. Bu durum beni çıkmaza sokuyordu. Ve onlara yardım etmek yerine ev aldığım için kendimi suçluyordum.

Sonuçta ben kendimi başarısızlıkla suçladığım için zihnimde annemin, babamın ve kardeşlerimin beni yargılamalarına, suçlamalarına izin veriyordum. Onların beni yargıladığını düşündükçe de kendimi daha fazla kıskaçta hissediyordum.

Bunları fark ettiğim anda olayın tüm enerjisi değişti. Ve çalışmaya başladım. Kendi kendime verdiğim kurtarıcı Süpermen görevlerini iptal ettim.

Devamında kendi yazdığım senaryodan dolayı aileme verdiğim beni yargılama, suçlama, hayatıma müdahale etme, yaşantım üzerinde tasarrufta bulunma gibi birçok konudaki izinleri teker iptal ettim.

Aile bireylerinin bana verdiğini düşündüğüm sorumlulukları iade ettim.

Kendimi borçlu hissetmem ve beklentilerim karşılığında onların bana sorumluk yüklemelerine vermiş olduğum izinleri iptal ettim.

Kendi borçlu hissetmem nedeniyle onların beni yargılamalarına verdiğim izinleri iptal ettim.

Onların hayatlarının sorumluluklarını almam konusunda kendime yaptığım görevlendirmeleri iptal ettim.

Senaryomdaki izinleri iptal edip kendime yüklediğim yükleri temizledikçe büyük bir hafifleme oluşmuştu. Çalışma sonrasındaki birkaç gün benim için müthiş rahatlatıcıydı.

Ben bu çalışmaya parasal amaçlı başlamıştım. Ancak yaptığım imgelemde olay aileye dayanmıştı. İlk günlerde bağlantı yok gibi görünüyordu ama soğan zarları tek tek soyuldukça doru çalışma olduğu ortaya çıkmıştı.

Benim parasal blokajlarımın bir kısmı buradan kaynaklanıyordu.

Ben yıllarca ailemden fazla para kazanmayı kabullenememiştim. Onlara olan borcumu ödemeden harcama yapmak bir şeyler sahibi olmak beni rahatsız ediyordu. Diğer taraftan da süper kahraman olarak aileme harcama yapmam lazımdı bunu da reel anlamda istemiyordum. Çocukluk çağlarımdaki ailedeki parasal sorunların yansıması olarak kıtlık korkusu, yetmezlik korkusu da beni rahatsız ediyordu.

Bu şartlar altında ben kendi kendimi fazla kazanmamak için frenliyordum. Kendi kendime blokaj koymuştum. Yaptığım imgeleme çalışması ise işlevini yerine getirmişti. Yol üzerindeki esasa engeli görmemi sağlamıştı. Ve o engeli kaldırmamı sağlamıştı.

Bu çalışmayı yaptıktan sonra aile dizimi çalışmasındaki ailemin bana bakışları da değişmişti. Ben beni tutan bana rahatsızlık veren şeyleri görüp bırakınca daha önce beni kıskaca alan konu olan affetme konusunu çözümlemiştim.

Kendimi ve Ailemi affetmiştim.

Herkese kendi sorumluluklarını iade edip herkesin kendi seçtiği yaşamı yaşamaları için özgür bırakırken kendimi de özgür bırakmıştım.

Sevgiyle.

Halis Şahiner

Bireysel Danışmanlık

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts