Yedi Endişenin Üstesinden Gelmek
Endişelerden kurtulmak
Peki, öyleyse sevdikleriniz tarafından reddedilme, para kaybetme, başarısız olma, saygı duyduğunuz manevi otoritenin ahlak kurallarını yıkma, olabileceğiniz lideri olmak ve değer verdiğiniz hedefe ulaşmak için gereken görünüşe, zindeliğe ve enerjiye sahip olmama endişeleriniz olduğunda ne olur? Endişeleriniz sizin sahip olmadıklarınıza sahip olduğunu düşündüğünüz kişilere -sizi reddedebilecek kişiler, parası olan kişiler, başarılı olarak gördüğünüz kişiler, haklı gördüğünüz kişiler, sizin sahip olmadığınız görünüşe, zindeliğe ve enerjiye sahip olduğunu düşündüğünüz kişilere— karşı bağımlılık geliştirmeye devam etmenize neden olur.
İşte o zaman hedefinize ulaşmaya çalıştığınızda, bu size çok zor gelir çünkü kendi değerlerinize göre yaşamadığınızda hedeflerinize odaklanamazsınız ve kendinizi herhangi birine tabi tuttuğunuzda da kendi değerlerinize göre yaşayamazsınız. Onlara saygı duymak mı? Evet. Kendinizi küçük görmek mi? Hayır.
Bu endişeler, zihninizde ve kalbinizde olan, kendisini en önemli değeriniz aracılığıyla açığa çıkarmaya çalışan şeyin misyonunuzun- netliğine gölge düşürebilir.
Lider olabilmek, sadece kendi değerlerinize göre yaşadığınızda elde edebileceğiniz bir içsel kesinlik gerektirir. Eğer başka birine “Ben nereye gidiyorum?” diye soruyorsanız içinizdeki, lidere değer vermiyorsunuz demektir. Kendi bilginizi inkâr ediyorsunuz demektir. Kendinden emin olan kişi, liderlik edebilendir. Neden mi? Çünkü herkes o kişiden -onun kendinden eminliğinden, netliğinden, dengesinden, evrendeki düzeni ve dengeyi görebilme becerisinden, tamamlayıcı zıtlıkları içeren paradokslarla başa çıkma ve uyum sağlama kabiliyetinden- etkilenir. Herkes her birimizin —her bir eşsiz değer sisteminin önemli bir rolü olduğunu bilen insandan etkilenir.
Kendi değerlerinizle uyumlu olan hedefler belirlerseniz kendinden emin olma hissini uyandırırsınız, çünkü sözlerinizle eylemleriniz bir olur. Yapmak istediğinizi dile getirirsiniz ve onu başarırsınız. Bunun aksine, başkasının değerlerine göre -kendi değerlerinizle uyumlu olmayan şekilde- yaşamaya çalıştığınızda, kendinizden şüphe etmeye meyledersiniz. Kendinizden emin olamazsınız, kendi özgün liderliğinizle gelişmek yerine başka birinin takipçisi olarak kalmanın güvencesini tercih etmiş olursunuz.
İçinizdeki potansiyel lideri uyandırmak isterseniz, ilk adımınız kendi değerlerinizle uyumlu hedefler belirlemek olmalıdır. Hedeflerinizi değerlerinizle uyumlu hale getirmeniz, kendinize inanmanızı, daha büyük riskler alabilmenizi, başkalarının fark etmeyeceği fırsatları değerlendirmenizi sağlar. Kişiliğinizi bir lider olarak ifade edersiniz ve kendinizi hedefinizle belirlersiniz. Bu da kendinizi en önemli değerinizi gerçekleştirmeye adamanız demektir.
1973 yılında, genç bir delikanlıyken, misyonumun ne olduğundan emindim ve hedeflerimin hepsini birbirine zımbaladığım kâğıtlara yazdım. Her gün okuyayım diye hayatımın nasıl olmasını istediğim hakkında bir dizi söz yazdım. İşte bunlardan bazıları şöyleydi:
İlham verici misyonum konusunda netim.
Ben bir dâhiyim ve dehamı uyguluyorum.
Ben bir kararlılık ustasıyım ve ne gerekiyorsa yaparım.
Sevdiğim işi yapıyor ve yaptığım işi seviyorum.
Doğru anlaşmaları yapmak için doğru insanlarla tanışmak üzere doğru yerde ve doğru zamandayım.
Ben dünyayı dolaşan usta bir eğitimci, şifacı ve filozofum.
Sadece bana ilham veren ve benim için anlamlı olan şeyleri yazmaya özen gösteriyordum. Sadece gerçekleştirmek istediğim hedefleri yazıyordum. Her gün, bazen günde birkaç defa yazdıklarımı okuyordum. Listeye gerektiğinde yeni hedefler eklemeye devam ediyordum.
Bugün bu daktiloyla yazdığım birbirine zımbalanmış sayfalar, daha önce bahsettiğim bin dört yüz sayfalık Misyonun Durumu kitabıma dâhil oldu. O kitapta yapmaya karar verdiğim her şeyin ve başardıklarımın, şükran duyduğum şeylerin kaydını tutuyorum. Bunu yapmak saatlerimi alıyor çünkü en içteki baskın düşüncenin en dıştaki somut gerçekliğiniz haline geldiğini öğrendim. Daha önce bahsettiğimiz gibi, pek çok insan yaşamını kendi değerleriyle uyumlu olmayan hedefler belirleyerek sürdürüyor. Bunun sonucunda da hedeflerini tam olarak gerçekleştiremiyorlar ve hatta hedef belirlemek bile istemiyorlar, çünkü o hedeflere ulaşma becerinizden şüphe ettiğinizde durum hüsran verici oluyor. Bu nedenle pek çok kişi kendi içlerindeki lideri açığa çıkarmak yerine başkalarının hedeflerine göre yaşıyor.
Ancak daha önceki bölümlerde gördüğümüz üzere, Parkinson Yasası’nın da belirttiği gibi, gününüzü kendi yüksek öncelikli eylemlerinizle doldurmazsanız, gününüz kendiliğinden başkalarının yüksek öncelikli görevleriyle dolar. Benzer şekilde, zihninizin bahçesine çiçek ekmezseniz ve hayatınızın nasıl olmasını istediğinizi göstermezseniz, o bahçelere başkaları çiçek eker ve siz de o insanların hayatlarını yaşarsınız. Başka birinin hayatını yaşayarak tatmine ulaşamazsınız çünkü kendi eşsiz değerler sisteminiz vardır. Sadece kendi gerçek değerlerinize göre yaşadığınızda tatmin olursunuz.
Dolayısıyla kendi değerlerimle uyumlu hedefler belirlediğimden emin olmak için, hedeflerimi ve başarılarımı not etmeye başladım. İlk başlarda vakit geçirdiğim kişiler, pek bir fark görmediler. Ama on yıl içinde, çok büyük fark gördüler ve şimdi kırk yıldan daha uzun bir süre geçti ve insanlar muazzam bir fark görüyorlar.
Hedeflerini ve başarılarını not etmeyen kişiler, daha dar kapsamlı ve tatmin etmeyen işler yapmaktalar. Kendilerini engellemişler. İçlerinde kesinlikle çok büyük hayaller var ancak hayallerinin açığa çıkmasına ve onları gerçekleştirmeye imkân tanımamışlar.
Aksine, hedeflerimi ve başarılarımı not etmeye başladığım da, yaptıklarımı kayıt altına aldığımda, bu eylemlerden bazıları bir miktar zaman alsa dahi, gerçek ve daha büyük bir lider olabilmek için harcanan zamana değdiğini anladım. Hedeflerinizi ve başarılarınızı not ettiğinizde kendinize şunu demiş olursunuz: “İşte, hayalini kurduğun hayatı şekillendirmek için harcanan zamana değiyor. Hayatını planlamakta ustalaştın. Sınırları aşıyorsun. Hayatının nasıl olmasını istediğini biliyorsun. Kendi değerlerini ve endişelerinden nasıl kurtulacağını, yük sek öncelikli eylemlerde nasıl bulunacağını biliyorsun. Çünkü bu, senin hayatın. Ve hayatının sonuna geldiğinde, kendine şu basit soruyu soracaksın: “Sahip olduğun şeylerle yapabileceğin her şeyi yaptın mı?” Bu soruya, “Kesinlikle evet” cevabını verebilmelisin.
Değerler Prensibi Kitabından
John DEMARTİNİ
Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız