Images

Para Enerjimiz Neden Anne ve Baba ile Bağlantılıdır?



Şimdi para enerjisinin dayanıklılık ve bekasının eril ilke ile bağından söz etmek istiyorum. Eril ilkenin ailedeki en önemli temsilcisi babadır. Baba ve eril ilke yaşamda sağlamlığı ve kalıcılığı temsil eder. Paranın kalabilmesi için babaya “evet” demeniz gerekir. Gökyüzü eril ilkenin en büyük temsilcisi, hava da yaşamanın olmazsa olmazı değil mi zaten? İster yağmur, ister fırtına, ister dolu, ister kar getirsin, havaya “hayır” diyebilir misiniz?

Babamıza “evet” demek, tıpkı hava gibi ona her koşulda rıza göstermektir. Başka bir deyişle ona tüm yaşamı, deneyimleri, suçları, eksik/fazla yanları, hataları, geçmişi, genetik kodlamasında kaydı bulunan bulunmayan tüm ataları, onların yaptıkları/yapmadıkları, evrensel/bütünsel sisteme verdikleri veremedikleri ile hiç ayırımsız, bütünüyle ve koşulsuz bir kabul anlamına gelir. Biz babamızın bazı yanlarını beğenmez ve reddersek…
İşiniz var. Çalışıyorsunuz, geliriniz birçoğunun özeneceği kadar yüksek. Demek dişi ilke, dünya ana ve tabii kendi annenizle ilişkileriniz gereğince iyi. Buna karşın kazancınızda bereket yok. Ne yapsanız en azından bir ev sahibi olamıyor, paranızın birikmesini sağlayamıyorsunuz. Hatta bu kadar gelire rağmen gelirinizi giderinize denkleştiremiyor, ay sonuna borçsuz ulaşamıyorsunuz.
Bir işyeri sahibisiniz. Çalışanlarınız, müşterileriniz memnun, ürününüz kolayca pazarlanıyor, vergilerinizi, SSK, Bağ-Kur ödemelerinizi düzenli gerçekleştirebiliyorsunuz. Para akışınız da iyi, tahsilâtlarda her hangi bir tıkanıklık görmüyorsunuz. Buna karşın kazancınızda bereket yok. Ne yapsanız en azından bir ev sahibi olamıyor, paranızın birikmesini sağlayamıyorsunuz. Herkese yardım eden, varlığıyla destek sunan siz kendiniz için belli bir rakamdan sonrasını ayıramıyor
Images

EFT- Duygusal Özgürleştirme Tekniği Uygulaması



E.F.T basit anlamda nedir ?
EFT – “Emotional Freedom Technique”, yani
“Duygusal Özgürlük Tekniği”
Tüm fiziksel, zihinsel, ruhsal sorunların, hastalıkların altında, enerji sistemimizdeki tıkanıklıklar yatar.
(bağımlılıklar, fiziksel rahatsızlıklar, korkular, fobiler, depresyon,Vs…).
EFT, bu tıkanıklıkların ortadan kaldırılmasında kullanılan yöntemdir…
EFT, yazının ortasında görebileceğiniz üzere sayısız sorunun çözümünde uygulanabilir.
Uygulamayı öğrenmek başlangıçta zor görünebilir ancak bir kere öğrenildiğinde çok kolaydır. Bir çok sorununuza yarım saat gibi kısa bir sürede çözüm bulabilirsiniz.

 EFT çok basit bir dizi işlem yapılan bir yöntemdir. Bu basitliğine rağmen, tüm yemek tariflerine benzetilir; her basamağı aynen tanımlandığı gibi uygulamazsanız, istediğiniz sonucu alamazsınız. Bu nedenle aşağıdaki basamakları iyice dikkatle incelemeli ve uygulamalısınız.


EFT’nin dört temel basamağı vardır: Ana Reçete  olarak adlandırılır.
1. Kurulum
     a. Odaklanma
     b. Değerlendirme (Ölçme)
     c. Onaylama
2. Vuruş serisi (Hatırlatıcı tanım söylenerek vurulur)
3. Dokuz Gamut noktası ve göz hareketleri
4. Vuruş serisi

Images

Bilinçaltının Gücü-3- Joseph Murpy







  Bilinçaltının Gücü Kitabında dikkatimi çeken olumlamaları paylaşmak istedim.
Olumlamalar fikir vermesi açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Önemli olanın kendi bilinçaltınızı ikna edecek size özel olumlama olduğunu unutmayın.

Belleğinizi koruma telkini;
Bugünden itibaren, hafızam her açıdan gelişiyor. Her an, her yerde bilmem gereken her şeyi hatırlayacağım. Aldığım etkiler net ve kesin olacak. Bunları kendiliğimden kolayca aklımda tutacağım. Hatırlamak istediğim her şey, zihnimde doğru biçimde kendini gösterecek. Her gün hızla gelişiyorum. Çok yakında hafızam eskisinden daha iyi olacak.

Kötü Ruh Halinin Üstesinden Gelme telkini;
Bugünden itibaren, daha keyifli olacağım. Neşe, mutluluk ve keyif zihnimin normal halleri olacak. Her gün daha sevimli ve anlayışlı oluyorum. Çevremdekilerin neşe ve iyi niyet merkezi olacağım, kendi iyi duygularımı ve keyfimi onlara da bulaştıracağım. Bu mutlu, keyifli, neşeli ruh hali benim normal zihinsel durumum olacak. Minnettarım.

Images

Bilinçaltının Gücü-2- Joseph Murpy




Zorlama ters etki yapar. Arzularınızla hayal gücünüz çatıştığında, kazanan kaçınılmaz olarak hayal gücünüz olur.
Yerde duran dar bir tahtanın üzerinde yürümeniz gerektiğini düşünün. Bunu hiç kuşkusuz kolayca yapabilirsiniz. Birde aynı tahtayı yerden beş metre yukarıda ve iki duvar arasında asılmış olduğunu düşünün. Üzerinde yürür müydünüz? Yürüyebilir miydiniz?
Tabiî ki hayır. Tahta boyunca yürüme arzunuz, hayal gücünüzle çatışırdı. Tahtanın üzerinde yalpaladığınızı ve baş aşağı düştüğünüzü hayal ederdiniz. Yürümeyi çok isterdiniz, ama düşme korkunuz size engel olurdu. Hayal gücünüzün üstesinden gelmek ve bunu bastırmak için çaba sarf ettikçe, düşme fikri daha güçlü hale gelirdi.  Zihinsel çaba, istenen şeyin tersini yaratarak kişinin kendi yenilgisine neden olur.
İrade gücünüzü kullanarak bilinçaltınızı fikirlerinizi kabul etmeye zorlamayın. Bu tür girişimler sizi başarısızlığa mahkûm eder.
Dikkatinizi arzu ettiğiniz şeye kavuşmayı önleyen engeller üzerine yoğunlaştırırsanız, bu arzuya kavuşmanızı sağlayacak unsurlar üzerine yoğunlaşmak mümkün olmaz.
Zihinsel zorlama ve aşırı çaba, endişe ve korkuyu göstererek dileklerinizin karşılığını almanızı engeller. Rahatlık işi çözer.  Zihniniz gevşediğinde ve bir fikri kabul ettiğinizde, bilinçaltı bu fikri hayata geçirmek için işe koyulur.
Olumlama öyle olduğunu söylemektir. Zihnin tutumunu doğru kabul ettiğiniz sürece, bunun aksi yönündeki bütün etkenlerden bağımsız olarak dileklerinizin gerçekleştiğini görürsünüz. 
Olumlama ifadeniz net olduğunda ve zihinsel çatışma ya da anlaşmazlık yaratmadığına çok başarılı olur.

Images

Bilinçaltının Gücü-1- Joseph Murpy




Bilinçaltının Gücü kitabında dikkatimi çeken önemli konuları burada paylaşmak istedim. 
Joseph Murphy ait kitap bilinçaltı ile ilgili çok güzel bilgiler içermektedir. Okumamış olanlar tavsiye ederim.

*****************************************

Bireyin bilinçaltı, o kişinin zihnindeki tabloya ya da düşünceye karşılık verdiğinde, dilekler gerçekleşir.
Fizik, kimya, matematik işlemleri prensiplere dayandığı gibi bilinçaltınızı işleyişi de bir prensiptir. İnanç yasalarına göre işler. İnancın ne olduğunu, neden ve nasıl çalıştığını bilmeniz gerekmez.
İnandığınız şey doğru ya da yanlış da olsa sonuç elde edersiniz. Bilinciniz zihninizdeki düşünceye yanıt verir. Zihninizdeki düşünceyi bir inanç olarak kabul edin, bu kadarı bile yeterli olacaktır.
Vücudunuz sürekli yenilenmektedir. Her saniye vücudunuzda yeni bir hücre oluşmaktadır. İnsan bilinçaltınızı yeniden tasarlayarak kendinizi yeniden yaratabileceğinizden emin olun.
Bilinciniz akıl yürüten zihindir. Zihnin seçim yapan safhasıdır. Bütün kararlarınızı bilincinizle veririsiniz.
Bilinçaltınız kendisine iletilenleri ya da bilinçli olarak inandıklarınızı kabul eder. Bilinciniz yaptığı şeyleri muhakeme etmez ve tartışmaz. Düşüncelerinizin iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olduğunu kanıtlamaya çalışmaz. Düşüncelerinizin ya da telkinlerinizin doğasına göre tepki verir. Örneğin bir şeyin bilinçli olarak doğru olduğunu varsayıyorsanız, bu yanlış olsa da, bilinçaltınız bunu doğru kabul eder ve siz bilinçli olarak doğru olduğunu varsaydığınız için, buna uyacak sonuçlar ortaya çıkarır.
Zihninizde nihai sonucu canlandırmanız, bilinçaltınızın karşılık vermesini ve zihinsel resmin gerçekleşmesini sağlar.

Images

Regresyon Uygulaması Ses Kaydı- Geçmişte Yaşanan Olumsuz Duyguları Dönüştürmek.

Regresyon geçmişte yaşanmış olayların zihinde yeniden canlanması halidir. Bu durum herkesin başına her an gelebilir. Bir çağrışım bir anda geçmiş bir olayı hatırlamamıza neden olur. Hipnotik ortamda telkinle bu durumu yaratmaya hipnotik regresyon diyoruz. Hipnotik ortamda regresyon yaşama şansı daha fazladır. Aksi de geçerlidir. Yani kişi bir şekilde bir an herhangi bir ortamda reg­resyon yaşamışsa, regresyonu yaşadığı anda içinde bulunduğu durum hipnotiktir diyebiliriz. 
Bir olayın zihinsel düzeyde canlanması ne demektir?
Kişi geçmişte bu olayı ya­şarken beş duyusu tarafından kaydedilen algıların yeniden zihin tarafından can­landırılması demektir. En sık olan görüntü şeklinde olan canlanmalardır. Kişi o olayı sanki yeniden bir rüya görür gibi görmeye başlar. Bu görme bazen kendisi kamera gibidir ve etrafındaki olayları görür şeklindedir. Bazen de kendisini de olayın içinde seyreder. Bu ikinci şekilde canlanmalar daha geçmişte olan, çocuk­lukla olan olaylar için daha geçerlidir. Bilinçaltı bir şekilde olayları kaydetmekte ve yeniden canlandırırken kişinin anlayacağı görüntüler haline getirebilmektedir. Bazen regresyonlar ağırlıklı olarak sesler şeklinde kendini belli eder.

Telkin ses kaydında önce tüm vücudun gevşetme telkinleri devamında ise transa geçirme telkinleri bulunmaktadır. Trans telkinlerinden sonra ise aşağıda metni bulunan regresyon telkini bulunmaktadır. Devamında ise transtan çıkarma telkinleri bulunmaktadır.

Verimli bir çalışma için sessiz, sakin bir ortamda bir sandalye ya da koltukta oturarak dinlemeniz etki için daha uygun olacaktır. Uzandığınız zaman uykuya dalabilme olasılığınız vardır. İster uzanmış, ister oturmuş olun herhangi bir pozisyonda bacak bacak üstüne atmamanız ve/veya kollarınızı kavuşturmamanız sizi çalışma sırasında sizi en rahat pozisyonda tutacaktır.
En az yarım saat kadar dingin kalabileceğinizden emin olun!
Başlangıçta düşüncelerin akınına uğradığınızı düşünebilirsiniz. Size huzur vermediklerini hissedebilirsiniz. Onlardan kurtulmaya çabalamayın. Direnmeyin. Bırakın ve Sadece izleyin. Bir süre sonra akıp gideceklerdir.
Seans sonrasında, daha önce sizi rahatsız eden olayla ilgili olarak yaşamında bir olayı canlandırıp ve tepkilerinize bakmanız telkinin etkili olup olmadığının kontrolünü sağlayacaktır.  Olayı tüm duyularınızla hissederek canlandırma yaptıktan sonra içinize dönüp tepkilerinize bakın.  Ne hissediyorsunuz. Sizi rahatsız eden duygularınızda azalma var mı?
Bu telkin tek başına bir hastalık tedavi yöntemi değildir. 
Ses kaydındaki tüm konuşmalar duyulabilir, açık ve nettir. 
Ses kaydını dinlerken rahatsızlık hissederseniz (nefes alamama, panik atak vb.) telkini dinlemeyi bırakın. 
Uzun süre yüksek sesle dinlemek işitme bozukluklarına yol açabilir. 
Olabilecek rahatsızlıklardan dolayı tüm sorumluluk telkini dinleyen kişiye aittir.

     Dikkat : Tibbi tedaviye ihtiyaç duyan psikolojik rahtasızlığı olan (Panik Atak vb.) kişiler için uygun olmayabilir.
 
Sevgilerle
Halis Şahiner



Images

Kendine Güven Telkini ve Ses Kaydı


Kendimizi çirkin görürsek başkaları da bizi çirkin görür. İnsan kendinde bir şeyin olduğuna inanırsa, ister olumlu ister olumsuz bunu yansıtacak biçimde davranır. Sürekli onu başkalarına gösterir. Bu başlangıçta ruhun yaratımı olduğu bir şey olsa bile, önce başkaları için gerçek olur sonrada kendi için.
Bir şeye inandığımızda o gerçek olur, o bizim gerçeğimiz olur. Herkes kendine dair kendine özgü şeylere inanır.




 Herkes dünyayı kendi gözünden ve düşünce yapısından tanımlar. Bu nedenle de herkes farklı şey görür ve hisseder. Biz diğer kişinin beynine girip onun ne gördüğünü gördüğüne ne anlama verdiğini bilemeyiz. Ancak biz kendi düşünce yapımızdan onun ne görebileceği konusunda varsayımlarda bulunuruz. Bu varsayımlar bizim yeni gerçekliğimizi oluşturur. Daha sonra bu gerçekliğimizi o kişinin kendisine özgü yaptığı davranışlara anlam vererek kuvvetlendiririz. Onu suçlarız, yargılarız veya güçlendiririz onu otorite kabul ederiz. Bu aslında en tehlikeli olanıdır. Bir kişiyi otorite kabul ettiğimizde ona kendimizi kontrol etme izni vermiş oluruz. Yani artık o kişinin düşüncesi sözleri bizim için önemlidir. O düşüncelere uygun davranmazsak kendimizi suçlu hissederiz. Kendimizi kapana kısılmış kafese kapatılmış hissederiz. Ama ne yazık ki gerçek şudur ki kendimizi kafese kapatan ne yazık ki kendi düşüncelerimiz ve düşüncelerimizde başkalarına verdiğimiz izindir. Bunun farkında olmadığımız içi diğer kişinin bizi kafesten çıkarmasını bekleriz.
İnsanlar inandıkları şeye çok bağlıdırlar. Hakikati aramazlar, yalnızca belli bir tür dengeyi korumak isterler ve inançlarının temelinde aşağı yukarı bağdaşık bir dünya inşa etmeyi başarırlar. Bu onları teskin eder ve farkında olmadan bağlanırlar.