Images

Suçluluk Duygusundan Kurtulun


 Hepimizin hayatlarımızın bir noktasında derinden hissettiği bir duygu: Suçluluk duygusu. Birşey yapmak istediniz ama bu duygu sizi engelledi, ya da yapmak istemediğiniz birşeyi bu duygu yüzünden yaptınız. Bu söylediklerimiz size uzak değilse, lütfen okumaya devam edin…
Tahmin edebileceğinizden çok daha fazla insan suçluluk duygusu ile hayatlarını sürdürüyor. Esasında bu, öfke, korku ya da hüzün gibi normal bir duygu da sayılmaz. Suçluluk duygusu, öğrenilmiş bir tepkidir. Suçluluk, yaptığımız ya da olduğumuz birşeyle ilgili olarak sahip olduğumuz olumsuz bir duygudur. Bu duygunun kendimizle alakalı olduğunu sanarız ancak temelinde suçluluk duygusu birisini memnun etmemek, birisini hayal kırıklığına uğratmak ya da birisine belli bir şekilde davranmış olmamakla ilişkilidir.
Images

Nasıl Para Olunur Çalışma Kitabı - Garry M.Douglas



     Bu kitap, Access Consciousness®’ın kurucusu Gary M. Douglas’ın kanallık yoluyla elde ettiği bilgileri, sizlere parayla ilgili daha çok netlik ve kolaylık sağlamak için amaçlı sunduğu bir çalışma kitabıdır. 
      Çalışma yapılmış bir workshopun çözümlenmiş halidir.

    Para konusunda yeni bakış açılarına sahip olmak ve DAHA FAZLA paraya sahip olmak için basit adımlar! 
     Ya para sadece dünyayı değiştirmek için bir araç ise? 
     Ya sınırsız miktarda parayı alıp kabul etmeye gönüllü olsaydınız?
      Parayla ilgili bakış açılarınızla yüzleşmeye hazırmısınız?

Images

Yaşamımın nasıl olması hoşuma gider?



Kısa bir süre için yaşamın her alanıyla ilgili algınıza gelenleri yazın... Yazarak çalışmanızı öneririm. Düzenli ve ayrıntılı olması gerekmiyor. Mükemmel anlatımlı olması da(!)... Size bir fikir vermesi yeterli...
Yaşamımın nasıl olması hoşuma gider?
Sorunun algınıza sunduğu enerjideki hafifliği izleyerek ilerleyin. Enerjide ağırlık hissettiğinizde muhtemelen başka insanların bakış açılarına göre bir gelecek yaratmaya çalışıyor olabilirsiniz. Sizin varlığınızla ilgisi olmadığı için, sizin gerçekliğinizde bir katkısı olmadığı için ağırlık oluşmuş olabilir. Dolayısıyla yazmakta olduğunuz cümleler daha sınırlandırılmış, makul bir çerçeveye hapsedilmeye çalışılmış olabilir. 
Herkesin bakış açısına uyan, makul bir gelecek yaratmak mı istiyorsunuz?
Yoksa sonsuz versiyonunuzdan seçimler yapmak mı istersiniz? 
Hangisi daha genişleten? 
Hangisi gerçek?
Images

Değersizlik Duygusu'nu Aşmak


Birçok kişiyle üzerine eğilip yeniden yapılandırmalar yapmamızı gerektiren bir alan olmuştur bu.


Kendime soruyorum bazen, "ben bu duyguyu yaşıyor muyum?" ve "ne zaman?" "nasıl?" diye.

Açık konuşmak gerekirse pek belirgin bir cevap bulamıyorum. İşin tuhaf tarafı, çoğu zaman çok özel biri olduğumu bile düşünmüşümdür :) 
Çünkü gerçekte öyleyiz. Her birimiz eşsiz, güzel ve özel varlıklarız. Her birimizin yaşama sunduğu hediye bir diğerinden bambaşka. 


Bu varoluş niteliğini algılamaya geçebildiğinde insan, 'değersizlik duygusu' yok olmaya mahkum olan kan emici bir mahluk. Kusura bakmasın artık efendi eve döndü, istilacılar toz olabilirler şimdi. Onu yaşam alanımızı talan etmesi için biz davet etmiştik, çünkü başka bir oluş şekli bilmiyorduk. Şimdi artık uyanıyoruz ve kendimizin daha çok farkına varıyoruz, dolayısıyla suistimale izin vermemek, suistimal edilmeyi artık seçmemek de mümkün hale geliyor.



Images

Yaşamı Ciddiye Almayı Bıraksak Nasıl Olur?


Yaşamı Ciddiye Almayı Bıraksak Nasıl Olur?
Bu bize neler kazandırır?

Öncelikle, Her kimden satın aldıysak bu bakış açısını içine bilinç ekleyerek gönderene iade ediyorum. Gönderene iade ediyorum... Gönderene iade ediyorum...

Ya yaşamın amacı sadece eğlenmekse? O zaman neleri farklı yapmayı seçerdiniz?

Bu dönem, gelişimlerini takip edip katkı olmayı seçtiğim iki öğrencim var. Onlarla ilk seanslara başladığımız dönemde inanılmaz sıkıcı bir ciddiyetle sınavlara hazırlanmaya çalışıyorlardı. Nerdeyse tüm öğrenciler gibi... Kimden, nerden öğreniyorlarsa böyle ağır başlı olmayı(!)

Çocuklara tekrar tekrar söylenenlere ya da söylediklerinize dönüp de bir bakıyor musunuz? "Bu sınavı kazanman için çok ciddi çalışman gerek" , "Yaşam çok zor, bir yerlere gelmek istiyorsan kendinden çok ödün vermelisin ve kendini zorlamalısın", "Boşuna çabalama kaçırdığın çok şey var, ne kadar uğraşsan yetişemezsin." , "Otur, çalış, çalış, çalış, çalış!" ...vs.

Images

Hayatınızdaki "Duygusal Vampir" kim?



   Doktor olarak hastalarımda ilişkilerin, hayattaki en büyük “enerji emiciler” olduğunu gözlemledim. Bazı ilişkiler olumludur ve ruh halinizi olumlu etkilerler. Bazıları ise sizdeki iyimserlik ve huzur duygusunu yok ederler. Ben böyle sizi kurutan insanlara “duygusal vampirler” diyorum. 
Bu insanlar sadece fiziksel enerjinizi emmekten çok daha fazlasını yapıyorlar. Kötü niyetli olanları size kendinizi değersiz ve sevilemez hissettirebilir. Diğerleri size kendinizi kötü hissettirmek için küçük zararlar verebilirler. Örneğin, “ Birkaç kilo aldığını fark ettim, şekerim” ya da “Çok hassassın!” onların en sevdiği cümlelerdendir. Bir anda sizi güveninizi sarsacak, tehlikeli alanlara doğru sürüklerler.

  Enerjinizi korumak için duygusal vampirlerle savaşmak gerekir.

   Bir duygusal vampirle karşılaştığınıza dair işaretler:

• Göz kapaklarınız ağırlaşır ve şekerleme yapma ihtiyacı hissedersiniz.
• Ruh haliniz bir anda düşüşe geçer.
• Sizi rahatlatan, bol karbonatlı yiyecekler yemek istersiniz.
• Kendinizi endişeli, depresif ve olumsuz hissedersiniz.
• Kendinizi eleştirilmiş hissedersiniz.

Duygusal vampir çeşitleri

1. Narsist
   
     Sloganları “Önce ben”dir. Her şey onlar hakkındadır. Abartılmış bir kibirleri vardır, dikkat çekmeye bayılırlar ve beğenilmeye ihtiyaç duyarlar. Tehlikelidirler çünkü empatiden yoksundurlar ve koşulsuz sevme konusunda hiç iyi değillerdir. Eğer bir şeyleri onların istediği gibi yapmazsanız, cezalandırıcı ve soğuk olurlar.
    
      Kendinizi nasıl korursunuz?

    Beklentilerinizi gerçekçi tutun. Bu insanlar duygusal anlamda kısıtlı insanlardır. Böyle birine aşık olmamaya çalışın ya da onlardan koşulsuz sevgi beklemeyin. Hiç bir zaman sizin değeriniz onlara bağlıymış gibi düşünmeyin ve onlarla en saklı sırlarınızı paylaşmayın. Onlarla başarılı bir şekilde iletişim kurmak için, bir şeyin onların nasıl yararlı olacağını göstermelisiniz. Eğer zorunlu değilse bu can sıkıcı egosantrikle fazla muhatap olmamak en iyisidir, ama eğer ilişki kaçınılmazsa bu yaklaşım işe yarar.

Images

En Derin Hipnozumuz - Değersizlik İnancı - Dr. Bülent Uran



Değersizlik Duygusu mu? Değersizlik İnancı mı? 

Değersizlik bir duygu değil bir inançtır. Bilinçaltına en derinlere yerleşmiş köklü bir inançtır. 

"Bu ayrıntının ne önemi var" diyebilirsiniz. Ha duygu, ha inanç. Çok önemi var. Duygular geçicidir. Üretilirler ve kullanılırlar. Ancak kullanılmayan ve ifade edilmeyen duygular birikir ve zamanla soruna yol açarlar. Ama birikmiş duyguları bile boşaltma ve bedenden akıtma olanağı vardır. Duygular bedende bir eylem karşılığı olarak üretilirler. Genellikle de riskli olarak algılanan olaylar karşısında üretilirler. Bilinçaltının bir olayı riskli kabul edebilmesi için bu olayın bilinçaltında yerleşmiş bir inancı tehdit etmesi gerekir. Yani değersizlik bir duygu olsa, bu duygunun üretilmesi için bir inancı tehdit edecek bir durumla karşılaşılmış olması gerekir. 

Hâlbuki esas olan tehdit altında olan durumun değersizlik inancı olması ve bu tehdidin farklı duygular üretmesidir. İnanç bilinçaltına artık kesin doğru olarak kabul edilen bir düşüncenin yerleşmesidir. Bilinçaltı yerleşmiş inancı sorgulamaz, sorgulayamaz. Peşinen doğru kabul eder ve bu inancı koruyacak şekilde program işletir. 

Mevcut bir inancı zorlayan her türlü durumda duygu üretir. Çocuk doğduğu andan itibaren karşılaştığı değişik deneyimlerin toplamı bilinçaltında değersizlik inancının yerleşmesine neden olur. Bu inanç yeni bir inanç üretir. Bu ikincil inanç "değersiz olduğumun anlaşılmaması gerekir" inancıdır. Çünkü anlaşılırsa risk vardır. Daha güçlü olanlar tarafından yok edilme riski vardır. Bilinçaltı bu nedenle savunma mekanizmaları üretir. İnancın sınırlarının zorlandığı her durumda da duygu üretir. Değersiz olduğunun fark edildiği şeklindeki her algı korku ve öfke üretir.