Images

Online Yaşamı Kolaylaştırmak Atölye Çalışması

BAL YAPMAYAN ARI'DAN BAL YAPAN ARI'YA DÖNÜŞMEK İSTERMİSİNİZ?

  Hayat bize her şeyi sunar.
Bizim ondan alabileceğimiz kabımızın büyüklüğü kadardır.
Kabımızın büyüklüğünü ise bizim neyi ne kadar alıp kabul etmeye istekli ve gönüllü olmamız belirler. 



Hayatınızda hep aynı sorunları mı yaşıyorsunuz?
Hayatınızda sürekli aynı şeylere mi takılıyorsunuz?
İstediğiniz şeyleri, istediğiniz bolluk ve bereketi, istediğiniz kişiyi hayatınıza çekmekte zorlanıyor musunuz?

Hayatın zor olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Yaşamında yolunda gitmeyen şeyler nedeniyle birçok kitap okuyup birçok çalışmaya katılıp yaşamında istediği atılımı yapamayanlardan mısınız?
Yaşamında bir şeyler değiştirmek isteyen ancak nereden başlayacağını bilemeyenlerden misiniz?
 Elinizde en iyi aletlere sahip olsanız dahi o aletleri nasıl ve nerede kullanacağınızı bilmiyorsanız o aletlerden istediğiniz verimi alamazsınız. Doğru noktalara doğru şekilde operasyon yaparak yaşamınızın gidişatını değiştirmek ister misiniz?
Images

Yaratım Gücümüze Sahip Çıkmak


Yaşamınızda sizinle alakası olmayan neleri yaşamınızla bağlantılı ve ilgili yapıp sonrasında onların sizi kontrol etmelerine izin veriyorsunuz?

Bir şeyi yaşamımızla ilgili veya bağlantılı yapmak o şeye yaşamımız içerisinde önemli bir konum sağlayıp yaşamımızda olan şeylerle ilgili ona anlam yüklemektir.

Eğer bu bağlantılamayı farkındalık içerisinde yapıp yaşamımızın merkezine kendimizi koyup o şeye bir araç gözüyle bakarak yapıyorsak yaşamımızın kontrolü bizdedir. Ama bağlantılamayı o şeyi yaşamımızda kendimizden önemli ve değerli yaparak yapıyorsak kontrol o şeye geçer.

Dün birisi bana dolunayla ilgili etkilenip etkilenmediğini sordu. Bende ona, “Dolunay benim gündemimde değil. Onu yaşamımla ilgili ve bağlantılı yapmayı seçmiyorum.” dedim.

“Anlamadım” dedi.

Bende, ”Yaşamı yaratan sahip olduğu düşüncelerle insan zihnidir. Yaşamın ana yaratıcı kaynağı benim düşüncelerim ve zihnimken yaşamımda olan şeyleri neden dışarıdaki bir şeye atfedip kendi gücümü kendim dışında bir şeye veriyim ki?”
Images

Aklımızı Bilinçli Kullanmak





Yaşamımızda yaptığımız davranış biçimlerinden biriside etrafımızdaki kişilere ve düşüncelere aşırı önem verip onları kendimizden daha büyük ve önemli yapmaya çalışmaktır. Bunu yaptığımızda yaşamımızdaki kontrolü onlara veririz. Bu aslında kendimizi geçersiz kılmaktır.

Benim bakış açıma göre; “Soyut âlemle ilgili her türlü bilgi insan zihninin ürünü, yaratımı, uydurması, anlamlandırması ve yorumlanmasıdır.”


Her insan uygun koşulları yaratarak yeterince kendi içerisine dönerse bazı enerjisel durumları deneyimlerler. Bu durumu sordukları bir sorunun cevabı veya bulmak istedikleri bir şeyle ilgili bir bilgi olarak bağlantılandırabilir veya anlamlandırabilir.

Devamında o deneyimlediklerini sahip olduğu bilgi birikimlerini referans alarak diğer insanlara aktarma işlemine geçer. Yani hissetmiş olduğu enerjisel boyutu bir forma ve yapıya sokup üzerine bir elbise giydirerek görünür ve anlaşılır kılamaya çalışır. Bu bazen bir enerji tanımlaması, bu bazen bir varlık olarak gösterme, bu bazen bir mistik olaya atıf yapma vb. şeklinde olabilir.
Images

Lütfen, Virüsü Rahat Bırakın, Fiziksel Dünyada Kalsın.



Virüs olayı ortaya çıktığından bu yana spritüal âlemdeki çalışmalar havada uçuşmaya başladı. Her gün bir yerde bir platformda virüsle ilgili enerji veya spritüal çalışmalar yapılıyor.
Benim ilginç bakış açıma göre bu çalışmalar ondan daha tehlikeli, neden mi?
Öncelikle fiziksel dünya ile soyut dünya ayırımını iyi yapmamız gerekiyor. Olayların temeline baktığımızda virüs fiziksel bir olgudur. Fiziksel olduğu için yok edilmesi için fiziksel tedbir gerekir.


Evet, oda bir enerjiden oluşmuştur. Enerji tarz çalışmaları ona etki eder mi? İnsan zihninin enerjiyi yönetme kabiliyeti nedeniyle edebilir.
Farkında olunması gereken, insan beyninin çalışması ve bağlantılama yeteneğinin oluşturacağı yaratımların onu yok etmeyip daha karmaşık ve daha da kalıcı hale getireceğidir.
Images

Yaşamımızda istek ve arzularımızın kaynağı olarak neleri tanımlıyoruz?


 Dün birisi Anka enerjisi ile istek ve arzularımıza ulaşmayı anlatan bir youtube video linki göndermişti. Video ismini gördüğümde ilginç bir şey hissettim. Kendimde dahil bu alandaki birçok kişi hep bir şeyler elde etmek için bir şeyler olma peşinde koşturuyordu.
Bunu yaparken yaşamla ilgili ana şeyi kaçırdığımı fark ettim; “kendim olmayı” kaçırıyordum. Sürekli istek ve arzularımızı elde edebilmek için birilerinin bize kim olmasını öğretmesinin peşinde geziyor, o enerjiden bir diğer enerjiye koşuyor ve bu şekilde yaşamımızdaki eksikliklerin tamamlanmasını bekliyoruz.





Bunu bende yaptım. Farklı enerjileri öğrenerek yaşamımdaki bir şeyleri değiştirme peşinde dolaştım. Ama hep bir şey eksik kaldı. Ne zaman bu tarz şeylerin temelinin ne olduğunu anlayıp yaratımlarımın kaynağı olarak kendimi tanımladığımda yaşamımı farklı kılmaya başladım.
Images

Access Bars’ı Etkin Kullanmak




Access Bars seansların yaratmış olduğu enerjik ve iyi hissetme hali çok güzel bir durum olmasına rağmen çoğunlukla kişinin psikolojik sorunlarının iyileşmesi için tek başına yeterli değildir.

Geçenlerde kişisel gelişim çalışmaları üzerinde sohbet ederken bir şey dikkatimi çekti. Konuştuğum kişi Access Bars’ın yaşamında dönüm noktası olduğunu ve yaşamına oldukça fazla katkı sağladığından bahsetti. Aynı zamanda ablasının da aynı kolaylaştırıcıdan seans almasına rağmen çalışmadan başarılı sonuç elde edemediği ve memnun olmadığını söyledi.





Bu aslında birçok kişinin kişisel gelişim çalışmalarında yaşadığı bir durumdur. Çalışmalar bazı kişilerde olumlu etki yaratırken bazı kişiler yerinde saymaya devam ederler. Başarısızlığı çalışma yapan kişiye atfederler.

 Aslında sonucu belirleyen şey, kolaylaştırıcının mucizevi enerjiye sahip olması değil kişilerin çalışmalar sonrasında adım atmaya, hareket etmeye ve sorumluluk almaya gönüllü olup olmamalarıdır. Kolaylaştırıcının ön yargısız orada bulunması ve kişiyi doğru yönlendirmesi etkiyi artırır.
Images

Güzellik anlayışı evrensel midir?


Başka bir çağda doğmuş olsaydınız sizi güzel bulurlar mıydı? Çekicilik aslında sandığımızdan daha esnek ve sübjektif bir kavram.
Güzellik standartları zamanla değişir mi? Yoksa yüzyılları ve kültürleri aşarak evrensel kabul gören bazı özellikler var mıdır?
Güzelliğin dönemle ilgili olmamasını gerektiren bazı evrimsel nedenler bile vardır aslında. Belli biyolojik özellikler kişinin sağlıklı ve doğurgan olduğunu, yani çiftleşecek uygun bir eş olduğunu gösterir ve bunlar cinsel bakımdan çekici kılan özelliklerdir. Oysa biyologlar ve psikologlar ne kadar araştırdıysa da güzellik için tümüyle biyolojik bir neden bulunamadı.
Öğrendiğimiz güzellik anlayışı simetrik ve dengeli özellikleri tercih ettiğimiz sonucunu doğuruyor.
Bunun bilimsel bir temeli var: Çocuklukta geçirilen hastalıklar vücudun gelişimini etkiler ve bir tarafımızın diğerinden daha farklı gelişmesine yol açan bir “istikrarsızlık” yaratır. Bu nedenle yüzde hafif bir eğrilik fiziksel zayıflığın işareti olabilir ve sizin çocuklarınızın annesi ya da babası olma konusunda onları daha az çekici kılabilir.
Geçmiş araştırmalarda sadece küçük bir gruba farklı yüzlere not vermeleri istenmiş olduğu için alınan sonuçlar çok da güvenilir olmamıştır. Fakat Belçika’daki Antwerp Üniversitesi’nden Stefan Van Dongen bu araştırmaları bir araya toplayıp incelediğinde farklı bir sonuca varmıştı: Aslında yüzdeki simetri sağlıkla ilgili çok da bir şey söylemiyordu. 2014’te 5000 gence uygulanan üç boyutlu yüz taramaları ve sağlık kayıtları incelendiğinde en simetrik yüz hatlarına sahip olanların diğerlerine göre daha sağlıklı olduğunu gösteren bir veriye rastlanmamıştı.