Gülümseyin. Hayatın anlamı keyif almak ve gülümsemektir.
Yaşamınızda istek ve arzularınıza kolaylıkla ulaşmamızı engelleyen ve sabote eden ne kadar düşünce ve inanca sahibiz?
Birçoğumuz
böyle bir durum içerisinde olduğunu bile bilmiyor. Çünkü içine doğduğu aile, çevre ve
kültürde durum zaten öyleydi. Bu nedenle onları yaşaması normal bir durumdu.
Örneğin,
daha aza razı olmanın, kendimizi ikinci planda tutmanın, büyüklerin
düşüncelerine kendi düşüncelerimizden önemli yapmanın erdemli bir davranış
olduğu sürekli telkin edilerek farklı bir şey yapan insanlar yanlış kılındı.
Çoğunlukla yanlış kılınmak ret edilen olmakla eş değer olduğu
sanıldı. Bu nedenle de yaşam boyunca yanlış kılınmamak
için farklı davranmaktan korktuk.
Aslında
bu kendi gücümüzden gönüllü olarak vazgeçmek anlamına geliyor.
İstek ve arzularımıza sahip olmamızın şartı olarak kim olmamız gerektiğine karar verdik?
Ne yaparsak, ne olursak, nasıl davranırsak istek ve arzularımızı elde edeceğimize karar verdik ki onlar olmadığı sürece onları elde etmemize izin veremiyoruz?
Şimdi istek ve arzularınızı düşünün ve onların kolaylıkla yaşamınıza geldiğini hayal edin.
Evrendeki her şey ve herkes istek ve arzunuz gerçekleşmesi için size yardımcı olmak için sırada. Enerjisini bedeninizde hissedin.
Hafif mi hissettiriyor yoksa ağır mı hissettiriyor?
BAL YAPMAYAN ARI'DAN BAL YAPAN ARI'YA DÖNÜŞMEK İSTERMİSİNİZ?
Hayat yaşadığımız 24 saatlerin toplamından oluşur. İstediğiniz yaşamı oluşturmak için ihtiyacımız olan ilk şey her gün 24 saati istek ve arzularımızı bize verecek şekilde programlamaktır.
Bugün ne
sizi mutlu ederdi?
Bugün ne
sizi neşeli kılardı?
Bugün kendinizi neşeli ve mutlu eden şeyleri yaşamayı seçseydiniz nasıl bir 24 saat ortaya çıkardı?
Ya her gün
bu bakış açısından işleseydiniz yaşamınız nasıl olurdu?
Böyle
yaşanmış kaç tane 24 saatin birleşimi sizi istediğiniz yaşama kolaylıkla
ulaştırırdı?
Her insan
kendi hayatını yaşar. Bizim hayatımızı bizden başkası yaşayamaz.
Kendi hayatımıza yaşamak, kendi hayatımıza sahip çıkmak demektir. Hayatımızı kendi istek ve arzularımızdan oluşturmak demektir.
Annesi ile birlikte
yaşıyordu. Kötü bir evlilik geçirmişti. Oldukça yüklü bir borçla evliliğini bitirmişti.
Bu nedenle de parasal konular için annesinin hesaplarını kullanıyordu. Onu
orada tetikleyen şey annesinin zor gün parasını kullandığını düşünerek ona
karşı yanlış yaptığını düşünerek kendini suçlu hissetmesiydi. Suçluluk duygusu
ile baş edebilmek için uzun bir süre “ben suçlu değilim“ diyerek kendine telkin
vermişti. Kendini savunarak konuyla baş etmeye çalışmıştı.
Ona şunu sordum; Savunma
yapmasaydın ne olurdu?
Bir insan olan bir şeyle
ilgili neden savunma yapma ihtiyacı hisseder?
Çünkü olan şeyde kendisinin bir hatası veya bir yanlışı olduğunu düşünür ve o hataya veya yanlışa neden olan davranışını haklı çıkarmak için neden yaptığı açıklamak zorunda hisseder.