Yaşamımızı
zorlaştıran kişi, çoğunlukla kendimizden başkası değildir. Bunun farkında
olmadığımız sürece, kısır bir döngünün esiri olarak kalırız.
Zihinsel
bir dünyada yaşıyoruz. Yaptığımız şeyleri, bir duygu ya da hissi hissetmek için
yapıyoruz. Aynı şekilde istek ve arzularımızı gerçekleştirmenin sonucunda da
bir duygu ya da hissi elde etmek vardır. Çoğunlukla da bu duygu ve his,
çocukluğumuzda eksikliğini hissettiğimiz bir duygu ve his oluyor. Peşinde
koştuğumuz şeylerin sonucunda elde edeceğimiz duygunun farkında olmadığımızda;
bu, bizi bazen uzun bir zamanı boşa harcama durumuyla karşı karşıya getirebiliyor.
Diş
hekimliğinde okuyan biriyle birkaç kez sohbet ettik. İlk konuştuğumuzda, okulu
bitirme konusunda sıkıntısı vardı. Değersizlik ve yetersizlik duyguları
nedeniyle diş hekimi olmayı alıp kabul edemediği için okulu bitirmeye içsel bir
direnç gösteriyordu. Bu yüzden okulda, kendini yeteneksiz olarak etiketlemek için
oldukça çaba sarf ediyordu. Aynı zamanda, kendini haklı kılmak için yaptığı
işlerde yetersiz olduğunu ve sürekli hata yaptığını kendisine telkin ediyordu.
Aslında yaptığı tüm işlerde hatalı olması mümkün değildi. Öyle olsaydı, ne Diş
Hekimliği Fakültesi’ni kazanır ne de alt sınıflarını geçebilirdi. İlk
konuşmamızda, oradaki yanlış düşünce kalıpları üzerinde çalışarak, okuldan mezun
olmasını sağladık.