Yetişkinlikteki hayallerimizin ve özlemlerimizin kaynağı çoğunlukla çocuklukta yaşanan yoksunluklardır.
Genellikle
çocuklukta hastalık yasayanlar ileride şifacı ya da atlet olurlar.
Çocukken sevilmemiş
olanlar tüm ömürlerini sevmek ve sevilmek peşinde geçirirler. Değersiz
hissettirilenler önemli isler yaparak kendilerini kanıtlamaya, fakirlik çekenler
zengin olmaya çalışırlar.
Boşluğu
doldurmaya çalışırız, bizler "bizde eksik olduğunu" düşündüğümüz şeyi
aramaya programlanmışızdır.
O zaman
farkında olmasam da, yaşadığım öğrenme zorluğu ve disleksi hastalığı benim
özgür olmamı sağlamıştı ve o sayede hayatıma şekil veren pek çok olağanüstü
insanla tanıştım.
Bana neyi
yapamayacağım söylenirse onu yapmak için büyük bir arzu geliştirdim. Hiçbir
zaman okuma-yazma öğrenemeyeceğimi ve iletişim kuramayacağımı söylemişlerdi,
oysa bugün senenin 300 günü seyahat ederek tam da bunu yapıyorum.