Bir amacı yerine getirmek üzere burada bulunuyorsunuz. Amacınızın üç öğesi var: olmak, yapmak ve sahip olmak. Hayatınızda neler yapmayı istediğinizi bilmeniz gerektiği gibi nelere sahip olmak istediğinizi ve ne olmak istediğinizi de bilmeniz gerekir. Bunları bilip belirtmezseniz, evren size alakasız şeyler verecektir. Yabancı bir ülkeye girerken üzerinizde taşıdıklarınızı beyan edersiniz, bedeninize girince de yaşamdan ne beklediğinizi beyan etmeniz gerekir. Ne kadar çok şey beyan eder ve isterseniz o kadar çok şeye sahip olursunuz.
Bana ne iş yaptığınızı ve nelere
sahip olduğunuzu söylerseniz sizinle ilgili çok şey söyleyebilirim. Eğer çok
sayıda müşteriniz, büyük bir işletmeniz, servetiniz, kaynağınız varsa ve çok iş
yapıyorsanız size "birisi" gözüyle bakılır. Hiçbir şey yapmıyorsanız
ve hiçbir şeyiniz yoksa size "hiç kimse" muamelesi yapılır. Birisi
çok büyük kaynaklara sahip olup, büyük işler yaparak dünyada bir fark yaratırsa
herkes ona gıptayla bakar.
Dönüştüren Deneyim'e katılanlardan
bazıları, “Ben bunları böyle değerlendirmiyorum. İnsanların kim olduklarını
yaptıkları şeyle değerlendirmem. İnsanları etiketlemem" derler. Oysa yanlarında çok şey
başarmış birisi durunca kendilerini yetersiz hissettikleri gözle dahi görülür.
Bir multimilyarder ya da olağanüstü derecede güzel ya da zeki birisi odaya
girince gözümüz korkar. Bizim doğamız hayatımızın her alanında gelişmek ve bilincimizi
genişletmek üzerine kurulmuştur. Bunu yapmayan herkes ilahi amacını yerine
getirmiyor, dolayısıyla kendine zarar veriyor demektir.