21 Günde Düşünce Detoksu

“Biz birçok diyete gireriz vücudumuz için, detoks yaparız. Yağlarımızı eritmek için, ter atmak için, gençleşmek için. Şimdi yaptığımızın adı da düşünce detoksu. Düşüncelerimizi detokslayacağız ve kafamızın içinde bizi rahatsız eden her şeyi bırakacağız.”

“Evet sevgili kaptan, 21 gün boyunca … yolculuğa çıkıyorsun. Düşüncelerini detoksluyorsun ve yoluna bütün olayları sevgiyle kabullenerek, alttan alarak değil, sevgiyle kabullenerek ve özellikle içinden kabulleniyorsun ve sevgiyle gönderiyorsun.”

Birçok kaynakta 21 gün diye bir laf duyarız. Nedir bu 21 gün? Ben de ilk başta birçok kişiye sordum. ‘Nedir bu 21 gün? Nedir amacı 21 günün?’

Bana ortalama olarak gelen yüzlerce cevabın özetini size vereyim.

Bilinçaltımızın herhangi bir düşünceye dayanabildiği süredir 21 gün. Aynı kelimeleri ya da aynı enerjiyi defa ve defa söylediğin sürece bilinçaltın 21’inci günün sonunda bunu yapıyor. Yani ona inanıyor.

Şimdi size bununla ilgili bir atasözü söyleyeyim; Bir insana kırk gün ‘delidir’ derseniz. O insan 40’ıncı günün sonunda deli olduğuna inanmaya başlar.’

Biz de kendi kendimizi 21 gün boyunca bir arınma sürecine sokuyoruz. Bu cümleleri okuduğunuz günden ve andan itibaren 21 gün boyunca kendimde uyguladığım ve insanlarda yüzlerce kişide uyguladığımız tekniği yapıyoruz.

21 GÜNDE NE YAPACAĞIZ?

Bu 21 günde ne yapacağız?

Dengede kalma ve arınma süreci. Dengede kalma ve arınma süreci şu demek; 21 gün boyunca insanlar ne söylerse söylesin, ne yaparlarsa yapsınlar, onları oldukları gibi kabullenip dengede kalacağız. Yani biri geldi bana bir laf mı söyledi. ‘Tamam, bu böyle bir insan. Kabulleniyorum ve dengedeyim.’

Hemen burun nefesine geçiyoruz. Burundan nefes alıp veriyoruz. 5 kere, 6 kere. Ve hayatımıza devam ediyoruz. İnanıyorum ki bir sürü sert olay gelip size bum diye çarpacak. Önemli olan 21 gün boyunca bu olaylara ciddi bir şekilde nötr bir şekilde tepki vermek.

Bakın nötr bir şekilde. Şimdi birçok kişi bana şunu sordu.

“Peki ben insanlara karşı nötrüm, ilişkime karşı nötürüm. Peki parayla ilgili ya da bunu başarıyla ilgili nasıl yapabilirim?”

Eğer bilinçaltınızda parasızlık korkusu varsa, bilinçaltınız bu korkuyu sürekli evrene mesaj olarak yayar. Yani elinizden paranızın gitmesi için olaylar çağırır, evinizde sıkıntı yaşamanız için olaylar çağırır, çünkü parasızlık korkusunun frekansı budur. Sizi parasız bıraktıracak bütün olayları size doğru çeker.

21 gün boyunca eğer siz kendi bilinçaltınızı şuna inandırırsanız, ‘Ben bolluk içindeyim.”

Tabii evinizde yemek olmayabilir, cebinizde para olmayabilir, sıkıntıda olabilirsiniz, saçma gelebilir. Borçlarınız var. 21 gün boyunca sabah kalktığınızda “Ben bolluk içindeyim, şükürler olsun” deyip bilinçaltınızı buna ikna ederseniz, 21’inci günden sonra,( ama bakın gerçekten ikna ederseniz) hayatınıza kolaylıklar, güzellikler ve bolluklar gelmeye başlayacak.

21 günlük arınma programımızda kafamızın içindeki bütün olumsuzlukları, bütün kalıpları sevgiye dönüştürüyoruz. Birine mi öfkelenmeye başladım, hemen burun nefesine geçiyorum ve şunu söylüyorum;

“Şu an yaşadığım olayı olduğu gibi kabul ediyorum ve dengedeyim. Karşımdaki kişiyi de olduğu gibi kabul ediyorum ve dengedeyim. Ne yaşanırsa yaşansın ben her zaman dengedeyim.”

YAPTIĞIMIZIN ADI DA DÜŞÜNCE DETOKSU.

Biz birçok diyete gireriz vücudumuz için, detoks yaparız. Yağlarımızı eritmek için, ter atmak için, gençleşmek için. Şimdi yaptığımızın adı da düşünce detoksu. Düşüncelerimizi detokslayacağız ve kafamızın içinde bizi rahatsız eden her şeyi bırakacağız. Şimdi birçok kişi diyecek ki ben düşünüyorum ama kim duyuyor ki. Düşündüğün her şeyi birinin duymasına gerek yok. Düşündüğün her şeyi sipariş gibi çağırıyorsun hayatına. Kafandan geçen düşünceler artık sır değil. Kafandan geçenleri yaratan biliyor ve duyuyor çünkü enerji yükseldi. Kafandan geçen her şey öyle bir titreşiyor ki, yaratan bunu duyuyor ve sipariş olarak sana getiriyor.

Kafanın içindeki tüm olumsuzlukları hissetmeye başladığın andan itibaren “sevgiyle kabulleniyorum ve sevgiyle gönderiyorum” deyin ve burun nefesi almaya başlayın. Ciddi anlamda size rahatlama getirecektir.

Şu an bu satırları okuyorsanız, şu an başlayın düşünce detoksunuza. Tarihini yazın 21 gün. Ne yaşarsanız yaşayın istediğiniz kadar öfkelenin, ya da sıkıntıya sokacak olay gelsin. Siz o olayları dengede karşılamaya çalışın. Limandan çıktınız ve denizde giden bir yelkenli gemisiniz. Rüzgar herkese eser, dalga herkes için var. Gemisini yüzdüren kaptandır. Evet sevgili kaptan, 21 gün boyunca yolculuğa çıkıyorsun, düşüncelerini detoksluyorsun ve yoluna bütün olayları sevgiyle kabullenerek, alttan alarak değil, sevgiyle kabullenerek ve özellikle içinden kabulleniyorsun ve sevgiyle gönderiyorsun.

Dışımızda hiçbir olay aslında yok. Sadece içimizde o olayın yansımaları var. Ve tepkileri. Örnek vereyim. Bir futbol maçını A takımı kazandı, B takımı kaybetti. Bu bir enerji, bu bir bilgi. A takımını tutanlar sevindi, B takımını tutanlar üzüldü. Dışarıda gerçekleşen bir olaya insanların yarısı sevindi, yarısı üzüldü. Bir kısmı da umursamadı. ‘Ben futbolu sevmiyorum’ ya da ‘Ben o takımı tutmuyorum’ dedi. Dışarıdaki insanların yaptıkları hareketlere puan veren sensin. Dışarıdaki her şeyi kendi içinde oluşturan ve yargılayan sensin. Bu yargı ve eleştirilerimizi detoksluyoruz. Yargılamak bitti, eleştirmek bitti, suçlu aramak bitti, kendimizi suçlamak da bitti, kendimizi kurban gibi görmek de bitti.
Sevgilerimizle

Kaynak :Bülent Gardiyanoğlu

www.bulentgardiyanoglu.com

Bireysel Danışmanlık

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts

7 Comments

  1. "2011 ve sonrasında kafandan geçen her şey öyle bir titreşiyor ki, evren bunu duyuyor ve sipariş olarak sana getiriyor."
    Neden 2011 ?

  2. Bastırmak akıllı bir çözüm değildir.
    Olaylara tepki vermek yerine önce anlayıp özümseyip cevap vermeyi ön planda tutmalıyız. Kendi duygularımızın ve hislerimizin farkında olarak kendimizi ifade etmek temel felsefemiz olmalı.

  3. gerçekten çok güzel bir metin teşekkür ederim bugünden itibaren başlıyorum bakalım gemiyi limana ulaştıracak mıyız:))

  4. İlk başta çok mantıklı geldi yazınız fakat ;bazı şeyleri inandığınız gibi yazmış siniz kalubeladan beri bizi bizden daha iyi bilen bir Yaratıcı var o her vakit işiten duyandir evrene atfetmek gerçekten ilginç . Hele 2011 den öncesi sırdi sonrası sır değil pek bi utopik geldi .Ben bunu uygulayacağım ama evrene değil yaradana sukredicem. . Saygılar

  5. Yazı bana ait değil. Bülent Gardiyanoğlu'na ait. Onun sitesinden aldım. Şükür konusunda bende seninle aynı fikirdeyim. Burada niyetin önemli olduğunu düşünüyorum. Yazıda küçük bir değişiklik yaptım. Saygılarımla

  6. Merhabalar arkadaşlar siteye yeni üye oldum sizlerle deneyimimi paylaşmak istiyorum
    merhabalar Yazınızı Severek Okudun Ben Çekim Yasası ile 2008 De Tanıstım Hayatıma Geçireli 4 sene oldu size Örnek Verirsem İlk arabam renolt spring idi soyle gelişti bilgisayarıma renolt 19 europa resmi koymustum hergün onu görüyor ve o heycanı yasıyordum rengini dahil ve 1 sene geçmeden beyaz renolt spring im oldu beklmedik bi şekilde 6000 tl araba bana 3500 tl mal olmustu evet burada para önemli değil istemek zaten sartlar kendiliğinden olusuyor sonra doğan sahine taktım kafayı onada sahip oldum ve klimalı araba olsun istiyordum şimdi chevrote biniyorum.ve buna benzer bir kaç örnekler istemek çok önemli ne istediğini bilmek nasıl su anda yeni bi seye sahipseniz heycsnlsnır ve o duyguyu yasarsınız imgelerken aynı duyguları yasamak lazım sizin dediğiniz gibi inanmanız lazım ve zaten dediğim gibi sartlar gelisiyor kaygı yok endişie yok sadece inanın ve duyguları yaşayın ..

Comments are closed.