Bir Hayalim Var!

Geçenlerde bir arkadaş ile sohbet ediyordum. Hayatında rahatsız olduğu bazı durumlar vardı.

“Ne yapmak, ne olmak istiyorsun?” diye sordum.

“Bir kafe işletmeni olmak istiyorum.” dedi. “Ben tatlı yapmayı çok seviyorum. Çok güzel tatlı yapıyorum. …… şehrinin en ünlü kafesinin sahibi olmak istiyorum.” dedi

Ona şunu sordum; “ İstediğin kafeyi yarattın. … şehrinin en ünlü kafesinin sahibisin ne olmasını bekliyorsun? Bu durumun, şu anda hayatında olmadığını veya eksik olduğunu düşündüğün neyi sana vermesini bekliyorsun? Sana kendini nasıl hissettirmesini bekliyorsun?” diye sordum.

“Daha mutlu olacağım.” diye cevapladı. Ben de ona şunu söyledim, “Daha mutlu olmak ulaşılması aşırı çaba gerektiren bir hedef değildir. Mutlu olmak bir seçimdir. Daha mutlu olmakta bir seçimdir. Sen seçim yapmak yerine o şeyin seni daha mutlu edeceği varsayımı ile bir sonuçlandırma ve katılaştırma yapıyorsun. Gelecekle ilgili bir beklenti oluşturuyorsun. Bu çok akıllıca değil.”

“Çünkü gelecekle ilgili oluşturduğun beklentini yerinde tutabilmek için sürekli o beklentinin yokluğunu hayatında yaratmak zorunda kalırsın. Yani şu anda seni daha mutlu hissettirecek her şeye kendini kapatmak zorundasın. Daha mutlu olmanın yokluğunu hayatında oluşturmazsan o hayalini yerinde tutamazsın.” dedim.

Kişinin hayatı ile büyük resme baktığımızda aslında yapılan şey net olarak ortaya çıkıyordu. Kişi öğretmendi. Öğrencileri ile birlikte olduğu alanda çok mutluydu. Öğrenciler onu seviyordu. Ama öğrencilerin arasından çıkıp öğretmenler arasına katıldığında kendini rahat hissetmiyordu. Oradaki ilişkilerinde çok ta başarılı değildi.

Oradaki oluşan duruma reel bir çözüm bulmak yerine o durumun rahatsızlık duygusu ile baş edebilmek içinde kendini iyi hissettirecek bir fantezi yaratmıştı. Kendine sığınacak güvenli bir liman yaratmıştı. Kendinin yeteneklerinin görüldüğü onaylandığı başarılı olduğu bir kafeye sahip olduğu hayali yaratmıştı. Ve onu yarattığında tüm bu sıkıntılar bitecek ve mutlu olacaktı.

Yaşam içerisinde yaptığımız her şeyi aslında sonunda bir duygu elde etmek için yaparız. Kişide sonunda mutlu olacağını söylese de aslında peşinde olduğu şeyler fark edilme, onaylanma ve takdir edilmeydi. Yaşamında eksik olan şeyler onlardı. Aslında öğrencileri ile birlikte olduğu alanda bunu yaratıyordu. Ama dışarıda yetişkinlerin içinde bunu yaratmakta zorluk çekiyordu. Yetişkinlerin yanında farklı olması ve farklı davranması gerekiyordu. Oda yetişkinlere kendini kabul ettirmek için diğer yeteneğini kullanması gerektiğini karar vermişti. Bulduğu çözüm pasta konusunda yeteneğini kullanarak bunu oluşturmaktı.

Ona şunu sordum; “Geçmişinde kimin seni takdir etmesini istedin de o seni takdir etmedi? Kim seni onaylamadı?”

Cevap olarak, “Babam” dedi. “Okulda notlarım çok yüksek olmasına ve başarılı olmama rağmen babam hiçbir zaman okula gelmedi. Beni de takdir etmedi” dedi.

Hayatı çoğunlukla çocukluğumuzda yaşadığımız ve çözülmemiş sorunları çözmek için çocukluğumuzun tekrarı olarak yaşarız. Bunu fark etmediğimiz sürece aynı kısır döngü içerisinde dolaşıp dururuz. Mantıklı olan şey geçmişteki olaylara verdiğimiz bizi aşağıya çeken olumsuz anlamları değiştirerek kendimizi onlardan özgürleştirmektir.

Bir hayale sahip olmada yanlışlık yoktur. Bizi destekleyecek, enerjimiz düştüğünde yükseltecek hayallere sahip olmak güzeldir. Bize enerji verir canlı tutar. Akıllıca davranış o hayalimizi bu günümüzün tadını çıkarmamızın, bu günümüzü doyasıya yaşamamızın önünde ki engel olarak kullanmamaktır.

Bundan daha iyi nasıl olur?

Daha başka neler mümkün?

Halis ŞAHİNER

Halis Şahiner’le Bireysel Danışmanlık

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir