| |

Kelebekleri Özgürleştirmek- Değersizlik İnancı

Değersizlik İnancı

Yapmış olduğum bir danışmanlık çalışmasını paylaşmak istiyorum. Bir kadın takipçim internet sitem üzerinden bana ulaştı yardım istediğini belirtti. Ben öncelikle konu hakkında yeterli altyapısı olması açısından sitemde bulunan Bilinçaltı Kayıt Temizleme Rehberi yazısına yönlendirdim. Kişilerin gerçek anlamda ne istedikleri konusunda netleşmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bilinçaltı işleyişi altında altyapı bilgisinin olması yapılacak çalışmada doğru noktalara ulaşma ve hızlı sonuç almayı sağlayacak bir unsur, aynı zamanda karşınızdaki kişinin kolay anlama ve kabulleniş konusunda daha açık olmasını sağlıyor.

Yazılarımı okuduğunu ve özel çalışma yapmak istediğini belirtti. Bu konuda önce bir ön görüşme yaptık Kendisine öncelikli olarak problemin ne olduğunu tespit konusuna yönelik Şu anda hayatınızda bulunan hangi şey sizi rahatsız ediyor?” “Hayatınızda değiştirmek istediğiniz şey nedir?” “Ne istiyorsunuz? sorularını yönelttim.

Geçmişi ile ilgili bazı sıkıntıları olduğunu benim yazılarımdaki bazı durumları kendisinin de yaşadığını belirtti. Ben yeniden kendisine “Şu anda hayatınızda sizi rahatsız eden konu nedir? diye sordum. Oda nişanlısından düğüne iki gün kala ayrıldığını belirtti. Ayrılma sebebini sorduğumda, süreli kavgaları olduğunu nişanlısının kendi başına hareket etmeyi sevdiğini, bu nedenle de daha öncede sık sık kavga ettiklerini sonunda da ayrılmaya karar verdiklerini söyledi. Bu durumu evlendikten sonrada yaşamak istemediği için olayı bitirme kararı aldıklarını anlattı. Kendisine kavgaların kimin çıkarttığını söylediğimde nişanlısın kendisinin gitmek istemediği yerlerde gitmek istemesi nedeniyle genellikle kendisinin çıkarttığını belirtti. Kendisine “nişanlına kendinle ilgili taleplerini net olarak ifade ettin mi?” dediğimde yuvarlak cevap verdi “biliyordu filan” diye yeniden sordum “net olarak söyledin mi?” dediğimde, daha önce söylediğini söyledi.

Kendisine şunu sordum “bu yaşadıklarınla ilgili sen ne hissediyorsun?”

Kendisini suçlamaya geçti ve “daha anlayışlı olabileceğini, nişanlısına layık davranabileceğini ancak bunları yapamadığını” söyledi. “Nişanlısına layık olmak ne demek?” diye sorduğumda ise nişanlısının iyi, şefkatli ve korumacı biri olduğunu kendisine iyi davrandığını söyledi.

Sözlerinde çelişki vardı. Ancak burada kritik olan şey “Nişanlısına Layık Olmadığını” söyleyerek kendine bakışını gösteriyordu. Kendi ile ilgili yaptığı değerlendirmede kendi değer skalası ekside olduğu için onu kabul eden herkesi kendinden üstün görüp onların kendisinden daha iyi olduğunu daha değerli olduğunu düşünüyordu. Düşük benlik sıkıntısı mevcuttu.

Düşük Benlik Sahibi Olmak

Uzun bir süre boyunca aynı durumu bende yaşamıştım. Kendi değerimi düşük, kendi seviyemi aşağıda gördüğüm için insanların beni kabul etmeyeceklerini ve dışlayacaklarını düşünüyordum. Onların beni kabul etmelerini bekliyordum. Ama sorunun an kaynağı buydu, böyle düşünerek aslında kendi kendimi dışlıyordum. Beni dışlayan diğer kişiler değil benim olmam gerektiğini düşündüğüm kişi ile ilgili değer yargılarım ve dayatmamdı. Ve bu değer yargıları, dayatmalar nedeniyle kendimi yetersiz görüp kendimi suçlamam ve kendimi küçümsememdi. Aslında ben kendi kendimi kabul edilmez tanımladığım için hissettiğim dışlanma duygusunu başka birisinin çözümlemesi mümkün değildi. Bu durum kendini bir kafese koyup kapısını kilitleyip anahtarını kendi cebine koyduktan sonra başkalarına kapıyı açmaları için yalvarmaya benziyordu. Kendimi dışlayan kendimken, diğer insanların bu durumdan haberi yokken ben yardım etmedikleri kabul etmedikleri için onlara öfke duyuyordum. Mağduriyet safhasındaydım. Ve kurban rolü oynuyordum.

Bunları konuştuktan sonra kendisine ne istediği konusunda beş duyusunu katarak bir imgeleme yapmasını ve imgeleme yaparken hissettiği olumsuz duygularını not almasını istedim.

Akşam randevu saatinde konuşmamızda tespit ettiği konuları açıkladı. Takıldığı tüm yerlerdeki ana konu, Farkına varılmamak, tercih edilmemek, dikkate alınmamak, dışlanmak, önemsenmemek, duyulmamak ve yalnız kalmak ve konularında yoğunlaşıyordu.

Tamamen kendini değersiz görme ile ilgiliydi. Bunu kendisiyle paylaştığımda hayatında bu tür olayları sıkça yaşadığını, bir işi için bir yere gittiğinde diğer insanların işleri hızlıca halledilirken kendisinin sürekli bekletildiğinden bahsetti. Saygı gösterilmediğini belirtti. Üzerinde yoğunlaşacağımız konu belli olmuştu. Konu tamamen kendisini nasıl gördüğü ile alakalı idi. Kendisini değersiz biri olarak gördüğü için etrafa o enerjiyi yayıyor diğer insanlarca da bu duygusuna uygun davranışlara maruz kalıyordu.

Duygular Üzerinden Geçmişe Ulaşma (Regresyon Çalışması)

Regresyon çalışmasına geçtik. Gevşeme ve transa geçme telkinleri sonrasında ona konumuz olan duygusuna odaklanıp bu duyguyu yoğun hissetmesi için telkinlerde bulunduğumda duygu yoğunluğu sonrasında midesinde bir ağrı olduğunu söyledi. Doğru yerdeydik çünkü mide bazı şeylerin hazmedilmemesi ile ilgiliydi.

Devamında geçmişine doğru bir yolculuğa başladık. İlk gittiği sahne Annesi ile ilgiliydi, çocukluğunda kiraz bahçesinde kendisi oyun oynamak isterken annesi ona kiraz toplaması için ısrar ediyor ve sonunda da dövüyordu.

Duyguların kaynağının bu sahne olup olmadığı konusunda ikinci yolculukta, bu kez kendisini çok küçükken annesinin kucağında bir hamamda gördü. Annesi bir kadınla konuşuyordu. Kendisinin dikkatini çeken ise kurnanın suyunun sıcaklığıydı, suyun çok sıcak olduğunu annesine anlatmak istiyordu ama annesi diğer kadınla konuşmaya devam ettiği için dikkate alınmıyordu ve Annesi suyun sıcaklığına dikkat etmeden ayaklarını suya soktuğunu ayaklarının yandığını ve ağladığını gördü. Orada yaşadığı duygu yoğunluğu bu haline de yansımış ufak ufak ağlamalar başlamıştı.

Hissetmiş olduğu korkunun kaynağından emin olmak için yeniden yolculuk yaptığımızda bu kez de yine çok küçük olduğu bir zamanda sobalı bir odada olduğunu gördü. Babası televizyon izliyor kendisi ise emekleyerek sobanın altına girip kül yiyordu. Yanma riski olduğu halde babası tarafından hiç dikkate alınmıyordu. Devamında babası tarafından salıncakta sallandırıldığını ama dikkat edilmediği için salıncaktan düştüğünü gördü.

Gittiği tüm sahnelerde hep aynı şey vardı, duyulmamış, dikkate alınmamış, önemsenmemiş ve değer verilmemişti. Başka bir konu var mı? diye bir yolculuk daha yaptığımızda bu kez doğum anına gitti. Babası kız olduğu için suratını ekşitmiş ve kız olduğu için istemiyordu. Artık son sahneye ulaştığımızı düşünüyordum. Ancak emin olmak için yeniden yolcuk yaptırdığımda başka bir sahneye gitmedi.

Sorunun kaynağı olan olaylara ulaşmıştık. Sıra bu anlamların çözülmesi ve bilinçaltı kayıtlarının temizlenip değiştirilmesine gelmişti. Olayların içinde etkili olan 2 kişi vardı. Anne ve Baba. Tüm olaylardaki yaşananlar nedeniyle anne ve babaya yoğun öfke ve kızgınlık vardı. Burada kendisine öfke boşaltma ve affetme çalışması yapmasını istedim.

Ortasında iki sandalye olan beyaz duvarlı bir oda imgelemesini istedim. Sandalyenin bir tanesine kendisinin oturmasını diğerine ise annesini oturtmasını söyledim. Annesine karşı geçmişte yaşamış olduğu olaylardan dolayı ona olan öfkesini boşaltmasını istedim. “Anne sana öfkeliyim, hamamda ayağımı yaktığın için”, “Anne sana öfkeliyim ben oyun oynamak isterken sen beni dövdüğün” gibi sözler kullanabileceğini söyledim. Kendisine içinden ne geliyorsa söylemesini istedim

Bu durumda şimdiye kadar karşı gelinememiş bir kişiye karşı duygularını ifade etmek hele de yabancı bir insanın yanında zor olmakla birlikte annesine olan öfkesini boşlamasını sağlayacak ifadeler ve suçlamalarda bulundu. Sözleri bittiğinde kendisine annesinin yüzüne bakmasını ve kendisine ne söylediğine bakmasını söyledim. Annesinin üzgün ve çaresiz olduğunu gördü. Kendisine “söylenecek başka sözün var mı? “dedim yok dedi. O zaman “anneni affedebilir misin?” dedim. Derin bir nefes aldı ve affedebilirim dedi. Bende kendisine bunu yapmasını, annesine sarılıp onu canı gönülden affedip onu serbest bırakmasını istedim. Bunu yaptı.

Devamında yanı sandalyeye babasını oturtmasını söyledim. Aynı şeyleri babasına yapmasını istedim. Babası ile karşılaşmasında oldukça zorlandı sözleri bittiğinde kendisine babasını affedip affedemeyeceğini sorduğumda babasını yüzüne baktı ve babasını affetmekte zorlandığını söyledi. Bende kendisine şunu söyledim. “Babana öfken çok büyük bunun farkındayım, ancak babana ne yaparsan içindeki öfke ve kin sona erer. Vurmak, dövmek, tekmelemek hangi davranış senin içindeki hıncın soğumasını sağlar.” Dediğimde annesinin babasına yaptığı gibi dövüp dışarı atmak isteği geldi. Bende kucağına bir yastık alarak bunu yapmasını istedim. Kendisi telefonu kapatıp rahat rahat yapmak istedi. Birkaç dakika sonra yeniden telefonla aradığında rahatlamıştı.

Öfke Boşaltma Çalışması

Bu işlemden sonra kendisine diğer sandalyeye kendisini oturtup kendini suçladığı konularla ilgili kendisine olan öfke ve kızgınlığını boşaltmasını istedim. Yaşadığı yoğun duygular ve bazı özel nedenler olabileceği nedeniyle isterse bu durumu daha sonra yapabileceğini söyledim. Aynı şekilde ayrılmış olduğu nişanlısı için bir çalışma yapmasının kendisi için iyi olacağını belirttim.

Anne ve babası hakkında yapmış olduğu çalışmaların ona büyük bir rahatlık sağlayacağını ancak ilerleyen günlerde anne ve babasını suçladığı bazı olayları hatırlayabileceğini bu durumda öfke boşaltma çalışmalarını yapmasının onun için iyi olacağını belirttim.

Şu anda sanal olarak yaptığı affetme çalışmasını gerçek hayata taşıması halinde yaşamında ve anne ve babası ile ilişkilerinde büyük değişimler yaşayacağını belirttim. Bu durumu daha önceki çalışmalarımdan deneyimlemiştim. Anne ve babasına karşı öfke ve kızgınlığı bitirip canı gönülden affeden kişiler anne ve babaları ile daha önce yaşamadıkları türden hoşgörülü bir ilişki değişimi yaşıyorlardı.

Sonuç

Çalışma bitiminde kendisine daha önce gittiği sahnelere gitmesini ve neler gördüğünü anlatmasını istedim. İlk sahneye gittiğinde kendisini kiraz ağacının altında oyuncakları ile mutlu mutlu oynarken gördü. İkinci sahnede annesi hamamda onu daha özenli bir şekilde yıkıyordu. Üçüncü sahnede kendisini babasının kucağında televizyon seyrederken, dördüncü sahnede doğum anında ise babası onu kucağına almış seviyorken gördü.

Yaşamış olduğu olaylara vermiş olduğu anlam kendiliğinden değişmişti. Devamında kendisini değerli hissetmesine yardımcı olacak olumlamalar gönderdim. Tam bir verim için yapılan çalışma sonrasında oluşan boşluğun istediğimiz bilgiyle doldurulması önemlidir.

Yaşamımızdaki her şey bir ilizyondur. İçinde bulunduğumuz ruh halimizle ona verdiğimiz anlamı yıllarca taşırız. Ancak anlamamız gereken şey ise hayatın durmadığı sürekli gelişip değiştiği konusudur. Anlam değişince ilizyonda kendiliğinden değişecektir. Hayat gelişip değişirken biz hala eski kalıplara takılı kaldığımız için acı çekmekteyiz. Bir taraftan ileri gitmek isterken diğer taraftan bizi frenleyen bir kuvvet olduğu için sürekli olarak bir rahatsızlık ve huzursuzluk içinde ileriye gitmek için çaba sarf ederken geçmişimizin bizi frenlemesi nedeniyle ne hedefimize ulaşmakta nede geçmişimizden kurtulmaktayız. Çabalamaya, mücadeleye devam ederken esas farkında olan şeyi kaçırmaktayız. “İçinde bulunduğumuz anı.”

Sevgiyle

Halis Şahiner

Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız

Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız

Similar Posts