Sorunlarınızı Sorularınızla Çözün
ÇÖZÜM DENKLEMİ
SORU(N)=SORU
Yukarıdaki deklemle birçok sorununuzu çöze bileceğinizi söylesem ne dersiniz? Çaresiz değilsiniz.çare SİZsiniz. Sorunlar içerisinde çözümleri de barındırır.Doğru sorularla sağlıklı ,cözümsel bir bakış açısına sahip olabiliriz. Bir sorun karşısında ,her şeyden önce kişisel sorumluluğumuzu farketmeliyiz. “Benim suçum değil” ,”Benim sorunum değil” ,“Benim sorumluluğumda değil.” ,“ Bu hatayı kim yaptı?” “kim suçlu”?… Genellikle hayal kırıklığına uğradığımızda veya bir mücadele içinde olduğumuzda ilk olarak olumsuz ve savunmacı bir tepki veririz.Bu cümleler masum gibi gözükse de, kişisel sorumluluk eksikliğini göstermektedirler. kişisel sorumluluğumuzu reddetmek suçlu aramak şu ana kadar gördüğümüz fikirlerin en verimsizi ve yaygın olanıdır. Ayrıca, yaşamda karşılaştığımız birçok problemin de kaynağıdırlar.suçlu aramaktan vazgeçip kişisel sorumluluklarımızı uygulamaya başlarsak potansiyelimize ulaşma şansımızı arttırırız.Sizinle başarı arasında sizin kontrolünüzde olmadan duran kişi veya durum nedir? Düşüncelerimizi tersine çevirip kendimize sorumlu sorular sormak, kendimizi ve kurumlarımızı geliştirmek için en güçlü ve etkili yollardan biridir. “Fark yaratmak için ne yapabilirim?” ,“Ne yapmalıyım?” ,“Nasıl yapmalıyım?”… daha iyilerini yapabilme özgürlüğü iyi bir başlangıçtır. Bazen hiçbir seçeneğimiz olmadığını düşünürüz.
Fakat her zaman bir seçeneğimiz vardır. “seçmeme kararı” bile bir seçenektir. Bunun farkında olmak ve seçimlerimizin sorumluluğunu almak, hayatımızda olmasını istediğimiz büyük olayların gerçekleşmesi için önemli bir adımdır.” “Biz sadece kendimizi değiştirebiliriz.” Karşımızdakini değiştirmek güçtür ve gerçekçi değildir. Bu nedenle kendimize “Diğerleri benim dediğimi ne zaman yapacaklar?” yerine “Ben kendi isteklerimi ne zaman gerçekleştireceğim?” sorusunu soralım. Düşüncelerini disiplin altına al. Daha iyi sorular sorarak ne yapacağına karar ver harekete geç. Bu kişisel sorumluluğun gerçek uygulanışıdır. Sorularımızın kalitesi cevaplarımızın kalitesini belirler. Soruya “Ne” ve “Nasıl” ile başlayalım.
“Neden”, “Ne zaman” veya “Kim” bizi çoğu zaman çıkmaza sürükler.Sorumuz “Ben” sözcüğünü içersin. “Onlar”, “biz” veya “sen”i değil. Eyleme odaklanalım.”Ne yapabilirim?” işte bu önerge “Ne” ile başlıyor, içinde “ben” var ve bir harekete odaklanmakta.”Neden diğerleri daha çok çalışmıyor?”
“Bu neden benim başıma geliyor?”
“Neden işimi yapmamı bu kadar zorlaştırıyorlar?”
Yüksek sesle söyleyin. Bu sorular sizi nasıl hissettiriyor?
“Neden ben?” tipinde sorular “Ben çevrenin ve etrafımdaki insanların bir kurbanıyım” demektedir. Verimli bir düşünce olmamasına karşılık sürekli bu soruyu sorarız.
Bu sorular yerine şunları sorsaydık neler olabileceği hakkında düşünün:
“Bugün işimi daha iyi nasıl yapabilirim?”
“Durumun daha iyiye gitmesi için ben ne yapabilirim?”
“Diğerlerine nasıl destek olabilirim?”Sürekli yeni kaynaklar edinmekten öte, elinizdeki kaynakları değerlendirmek için çözüm yolları arayın. Kendinize yönelttiğiniz soru “Ne zaman yeni bir şeyler duyacağız?” değil “Daha önce duyduklarımı nasıl uygularım?” olmalıdır.Neye sahip olmadığımızı düşünmek zaman ve enerji kaybıdır. Fark yaratmak istiyorsak, enerjimizi çerçevenin içindekilere odaklayalım: “Elimdeki kaynaklarla nasıl başarabilirim?”
Ne yapabileceğini, başarabileceğini ya da yaratabileceğini sorarsan, yeni şeyler üretebilirsin. Bu kadar basit. Ancak harekete geçerek bir şeyi başarabilirsin.
Yanlış ve Doğru Sorular
Hepimiz hayatta birçok rol oynarız ve bu rollerin her birinin kendine özgü zorlukları ve sinir bozucu özellikleri vardır.Rolümüz ne olursa olsun, birileri bizi izleyip davranışlarımızı taklit etmeye çalışır. Model olmak en güçlü öğretmenliktir. Bu nedenle davranışlarında sahip olduğun rollerin sorumluluğunu da hesaba katmalısın.
Aşağıda belli rollere göre, doğru ve yanlış soru örnekleri karşılaştırılmıştır.
Y:
“Ne zaman çocuğum beni dinlemeye başlayacak?”
“Neden kızım o çocuklarla takılıyor?”
“Ne zaman oğlum bana açılacak?”
D:
“Onu daha iyi nasıl tanıyabilirim?”
“Ebeveynlik becerilerimi nasıl geliştirebilirim?”
“Bu zor yıllan aşmasında ona nasıl yardımcı olabilirim?”
Y:
“Neden arkadaşlarımı sevmiyorlar?”
“Ne zaman anne babam beni anlayacak?”
D:
“Daha iyi iletişim kurmak için ne yapabilirini?”
”Anne baba olarak nasıl düşünüyorlardır?”
Y:
“Neden o eski hikâyeyi tekrarlamaktan vazgeçmiyor?”
“Beni ne zaman takdir edecek?”
“Neden her şeyi ben yapmak zorundayım?”
D:
“Bugün kendimi nasıl geliştirebilirim?”
“Ona yardımcı olmak için ne yapabilirim?”
“Nasıl sınırlarımı daha iyi tespit edip “hayır” diyebilirim?”
SORULARLA DÜŞÜNME
Sorulara hayatımızdaki düşündürücü öğretici kısıtlayıcı, yargılayıcı taraflarından da bakıp ele almalıyız…..Sorular bizim problemimizi çözmekle birlikte düşüncemizde de farklı, öğretici açılımlar yaratır. Çoğu zaman sorduğumuz soruların güç bela bilincindeyiz. Oysa sorular yaşamamızın hemen her anında düşünce sürecimizin parçasıdır. Sorular sonuçlara götürür. Sorular davranışlarımızı ve olası sonuçları programlar. Soruların bir kısmı öğretici bir kısmı yargılayıcıdır. Çoğu zaman öğretici ve yargılayıcı yollar arasında ileri geri gidip geliyoruz. Yaptığımız seçimin bizim kontrolümüzde olduğunun güç bela farkına varsak da her an bir seçeneğimiz var. Gerçek seçim kendi düşüncemizi gözlemleyebildiğimizde başlar. Kendi düşüncemizi yönetemezsek başka bir şeyi yönetemeyiz. Başımıza gelecekleri her zaman seçemesek de, başımıza gelenlerle ne yapacağımızı seçebiliriz. Olumsuz içsel sorular, farkında olmadan bizi olumsuz etkilemekte.
İyi ya da kötü, yanlış ya da doğru yoktur. Yanlıca olanlar vardır. Ve olanlarla ne yaptığın. Seçeneğin devreye girdiği nokta burası. Sorularla düşünmenin özü budur. Soruları değiştir, düşüncen değişsin.Gergin, üzgün, engellenmiş hissediyorsan ve kendine yargılayıcı konumda mıyım diye sorduğunda cevap evetse, “Olmak istediğim yer burası mı?”diye sor. “Başka ne şekilde düşünebilirim?”, “Neye ihtiyacım var?” gibi öğretici sorular size daha yararlı olabilir.
Bir tartışma sırasında iki kişi de yargılayıcı olduğunda, ilk uyanan avantajlıdır. Bu kişinin öğreticiye geçmesiyle, kişi sürücü koltuğuna oturup durumu her ikisi için de tersine çevirebilir.
Kendi kendimize sorduğumuz bilinçli ya da bilinçsiz sorular, en kötü düşmanımız veya en büyük yardımcımız olabilir. İki farklı soru grubunun bizi nasıl etkilediğine bakalım. Kasların duruşuna ve nefesin ve bedenin değişik bölgelerinde neler tecrübe ettiğimize dikkat edelim.
Yargılayıcı
*Yanlış nerede?
*Kimi suçlayabilirim?
*Haklı olduğumu nasıl kanıtlayabilirim?
*Kendi sahamı nasıl koruyabilirim?
*Kontrolü nasıl elimde tutabilirim?
*Nasıl olur da kaybedebilirim?
*Nasıl olur da zarar görürüm?
*Bu insan neden bu kadar aptal ve sinir bozucu?
*Neden canımı sıkıyor?
Öğrenici sorular
*Ben ne istiyorum?
*Seçeneklerim neler?
*Ne tür varsayımlarda bulunuyorum?
*Sorumluluklarım neler?
*Bu konuda başka nasıl düşünebilirim?
*Diğer insan ne düşünüyor?
*Neyi kaçırıyorum ya da sakınıyorum?
*Bu kişiden ya da durumdan…Bu hatadan ya da başarısızlıktan…Bu başarıdan… ne öğrenebilirim?
*Hangi soruları sormalıyım? (kendime ya da başkalarına)
*En çok anlam ifade eden eylem basamakları hangileri?
*Bunu nasıl bir kazan-kazan ilişkisine dönüştürebilirim?
*Mümkün olan ne?
Hepimiz her iki türlü sorular sorarız. Hangi soruları soracağımızı seçme gücüne sahibiz. Kendi tepkilerini karşındakinin davranışlarından ayırabilirsin. Karşımızdakinin davranışlarına göre tepki verdiğimizde, özgür düşünce ve davranışlarımız olmayabilir. Güç kaybedip, ipleri başkalarının elinde bir kukla gibi olma ihtimalimiz var.
Karşımızdakinin yaptığıyla, onun yaptığına karşılık, yapmayı seçtiğimiz şey arasındaki farkı fark etmeliyiz.
Bir tartışmayı kazanmak mı yoksa güzel bir gece geçirmek mi istiyorum?Sorunları yargılayıcı sorularla çözmek zordur. Kişiyi felç edebilir. çaresiz ,çözümzüz hissetmesine neden olur.Öğretici sorular zihni açar seçenekler yaratmakta ve durumu iyileştirmekte özgürkılar.
Öğrenici/Yargılayıcı Kafa Yapıları
Yargılayıcı
*Yargısaldır(kendine ve başkalarına karşı)
*Tepkisel ve otomatiktir
- Her şeyi bilir
- İnatçı ve katıdır
- Ya bu/ya da şu diye düşünür
- Kendi haklılığından emindir
- Meraklıdır
*Değişiklikten korkar - Yalnızca kişisel bakış açısına sahiptir
- Varsayımları savunur
- Olasılıklar sınırlı görülür
- Temel ruh hali koruyucudur
Öğrenici
*Kabullenicidir(kendine ve başkalarına karşı)
- Uyumlu ve düşüncelidir
- Bilmemeye değer verir
*Esnek ve intibak eder - Her ikisi de/ve diye düşünür
- Değişikliğe değer verir
- Başkalarının bakış açısını değerlendirir
- Varsayımları sorgular
- Olasılıklar sınırsız görülür
- Temel ruh hali meraklıdır
Hepimiz her iki kafa yapısına ve herhangi bir anda hangisini kullanacağımızı seçme gücüne sahibiz.
Öğrenici/Yargılayıcı İlişki Yapıları
Yargılayıcı
*Kazan-kaybet ilişkisi
- Başkalarından ayrı hisseder
- Farklılıklardan korkar
- Tartışır
- Kusur bulur
- Geri besleme ret olarak algılanır
*Saldırır ya da savunur
Öğrenici
- Kazan-kazan ilişkisi
- Başkalarıyla arasında bağ hisseder
- Farklılıklara değer verir
- Konuşur
- Eleştirir
- Geri besleme değerli olarak algılanır
- Çözer ve yaratır
Hepimiz ilişkilerimizi her iki kafa yapısını da kullanarak kuruyoruz ve herhangi bir anda nasıl ilişki kuracığımızı seçme gücüne sahibiz.Dünya sonsuz olanaklarla dolu olsa da yargılayıcı gözlerle baktığında ya da yargılayıcı kulaklarla duyduğunda kullanımın sınırlı kalır.
Yargılayıcıda olabileceğini sezdiğin anda, dur, derin bir nefes al ve kendine sor: “Yargılayıcı yolunda mıyım?” Cevabın evetse, şunun gibi basit sorular sorarak Değişim Hattına geçebilirsin: “Bu konuda daha başka nasıl düşünebilirim ve nerde olmak isterdim?”
Bu şekilde Öğrenici yolda ilerleyebilirsin.(Farkındalık-Nefes-Merak-Seçim Yöntemi)Öğrenici ve yargılayıcı yolları arasında ikilem yaşadığında F-N-M-S Yöntemi sana yol gösterebilir.
Farkındalık
Yargılayıcı yolda mıyım?
Nefes
Geri çekilip, durarak bu duruma daha tarafsız bakmaya ihtiyacım var mı?
Merak
Bütün gerçekleri biliyor muyum? Burada neler oluyor?
Seçim
Seçimim ne?
SONUÇ…
Yargılayıcıyı fark et, öğreniciyi uygula. Bu sloganı beynine kazı. Şu şekilde düşün:
Hiçbir zaman saf öğrenici olmayacaksın, ama dikkatini nereye çevireceğin konusunda seçim yapmayı öğrenebilirsin.
Ne zaman dikkatini yargılayıcıya verecek olsan, başka şeylere enerjin kalmaz. Bu durumun, etrafındaki insanları nasıl etkileyeceğini gözünde canlandırabilirsin.
İyi sonuçlar, İyi sorularla başlar.
DEĞİŞİM İÇİN 12 TEMEL SORU:
- Ben ne istiyorum?
- Seçeneklerim neler?
- Ne tür varsayımlarda bulunuyorum?
- Sorumluluklarım neler?
- Bu konuda başka nasıl düşünebilirim?
- Diğer insan ne düşünüyor?
- Neyi kaçırıyorum ya da sakınıyorum.
- Bu kişiden ya da durumdan…
Bu hatadan ya da başarısızlıktan…
Bu başarıdan…
ne öğrenebilirim? - Hangi soruları sormalıyım? (kendime ya da başkalarına)
- En çok anlam ifade eden eylem basamakları hangileri?
- Bunu nasıl bir kazan-kazan ilişkisine dönüştürebilirim?
- Mümkün olan ne? Sorularla düşünme sistemini nasıl kullanılacağı bir kere anlaşıldığında bütün parçalar yerine oturur. Bu yeni araçlar ve yöntemler kişiyi daha etkili, üretken ve başarılı kılar. Sonunda, tereddütlerin ötesinde büyük bir sıçrama yapabilirsinHer şeyi sorgulayın. Haklı olduğunu kanıtlamaya çalışman karşındakiler tarafından nasıl karşılanıyor?Kendi düşüncelerinin,duygularının,ve onların neden olduğu davranışlarının sorumluluğunu üstlenmeye istekli misiniz?
Ne kadar gönülsüz olursa olsun, kendini affetmek hatta kendine kahkahalarla gülmek istiyor musun?
Deneyimlerinin, özellikle en zor olanların taşıdığı değeri araştıracak mısın?
Yaşadıklarından ders çıkartmaya ve buna bağlı değişiklikler yapmaya istekli misin?
Nur Meriç
Halis Şahiner’le Bireysel Danışmanlık
Kontrol Sende Kitabım için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabım İçin lütfen aşağıdaki linke tıklayınız
Harika bir anlatım olmuş. Teşekkür ederim kendi payıma düşen kısım için