Kendimi Keşif Yolculuğum
keşif çalışmasının hikâyesini paylaşmak istiyorum. Bu yolculukta birçok kişi
ile tanıştım. Birçok yöntem ve teknik öğrendim ve kendi üzerimde uyguladım.
Şunu anladım ki beni değiştiren en önemli şeyler bildiklerim değil eyleme
döktüğüm çalışmalar oldu.
okumayı seven biriyim. Şu anda bu konuda evimde onlarca kitap var. Halada bu
konuda çıkan yeni kitapları almaya özen gösteriyorum. Birçok kitabı özümsemek
için iki kez okudum. Yoğun bir bilgi birikimi oluştu. İlk zamanlar her okuduğum
kitaptan dolayı yoğun bir şekilde onun hissettirdikleri duyguların etkisine
girip çalışmaya girip kısa sürede sonuç almayı bekliyordum.
hızlı bir şekilde başarıyı amaçlamamdan kaynaklanıyordu. Yıllarca hayallerimde
hep kahraman olma hayalim vardı, kahraman olup başarılı olup tanınma. Her olayı
kendimi başarıya ulaştıracak bir fırsat görüp bir süre sonra bıkıyordum. Bugün
anlıyorum ki yaşadıklarım doğal bir şey, çünkü benim kahramanlık hayalim
dediğim şey sadece bulunduğum şartlardan kurtulmak için sarıldığım egomun
uydurduğu gerçekte benim istemediğim bir hedefmiş.
geldiğim noktada biliyorum ki yapmam gereken adım adım sindire sindire bir
çalışmaydı. Benim zihnen hazır olmadığım hiçbir şeyi ben hayatıma çekemiyordum.
Yapmama gereken olayları sindire sindire ilerlemekti. Ben bir olayı sindirip
çözdükçe devamında beni ileriye götürecek bir başka bir olay geliyordu. Her
gelen durum çıtamı biraz daha yükseltmemi sağlıyordu.
Bir
olayın anlatmak istediği anlamı çözüp sindirmeden bir sonraki adıma
geçemiyordum. Hayat bize anlatmak istediğini farklı şekillerde getirir.
Anlamamakta ısrar ettikçe daha da şiddetlenir. Ancak ben ondan alınması gereken
dersi alıp düşüncelerini değiştirdiğinde bir sonraki adıma geçebilirdim.
çıkmak istediğiniz bir dağın tepesine hızlı bir şekilde teknolojiyi kullanarak
helikopterle ulaşabilirsiniz. En güzel şey zirveye kısa yoldan ulaşmak değil
zirve yolculuğudur. Sizin zihninizde iz bırakan şey o yaptığınız yolculuktur. O
yolculukta o zirveye ulaşana kadar bedeninde ve zihninde birçok değişim
yaşayacak ve zirveye ulaştığınızda o zirveye adapte olacak pozisyonda
olacaksın. Çünkü yükseğe çıktıkça havadaki oksijen miktarı değişeceği için
vücut ona uyum sağlayamazsa büyük rahatsızlıklar hissedebilirsin. Ancak yapmış
olduğun yolculukla vücudunu buna hazırladığında ulaştığın zirvenin tadını
çıkardığın gibi daha uzun sürede burada kalabilirsin.
alınması gereken dersler alındığında mümkün oluyor. Hayat o kadar harika ki
aslında sizi koruma adına istediğiniz şeye sizi hazırlayarak götürüyor.
İstediğiniz şey konusunda netleştiğinizde ihtiyacınız olan bilgi ve çözümler
gelmeye başlıyor. Çözüm istediğinizde istediğiniz bilgi size gelir. En kolay
şey budur. Ben hayatım boyunca yüzlerce kez yaşadım. Ancak gerçek anlamda
farkındalık bu çalışmalar sırasında oluştu.
siz buradasınız. Bu sitedeki bilgileri okuyorsunuz. Şu anda ihtiyacınız olan
şey neyse bu sitede. Yapmanız gereken okuduklarınızı süzüp size uygun bilgiyi
çıkartıp kullanmakta.
bir nefes alın ve kendinize şunu sorun:
ne istiyorum?
burada ne arıyorum?
gereken ne?
onlar sizin gözünüzün önünde. Bununla ilgili hayatımda birçok olay yaşadım.
Odağımda ne varsa onunla ilgili bilgiyi açıklamayı hayatıma çektim.
Farkındalığım 2007 yılında çoğumuzun çekim yasası konusunu onunla öğrendiği bir
kitapla başladı. “The Secret.” Ve devamında çekim yasası ile ilgili bu bloğu
açıp bilgi paylaşmaya başladım.
yasası düşüncelerinizle istediğiniz şeyi hayatınıza getirebileceğinizle ilgili.
Bende o zaman odağımda olan maddiyat üzerinde ilerleme kaydetmek istiyordum.
Aslında ondan önce birçok kez mucizeler yaşamış biriydim. Şanslıydım.
şimdiye kadar olayın çekim yasası yönüne bakmamıştım. Olayı teknik olarak
yapmak istediğimde karşıma bilinçaltı konusu çıktı. Çünkü çekim yasasında
belirtilen bir konuyu istediğim gibi çalıştıramıyordum. İmgeleme yap ve
istediğini elde et.
Sorunda burada başlıyordu burada ki imgeleme konusu benim hayal dediğim şey
değildi.
ben birçok konuda hayal kurmuştum. Adı üstündeydi “hayal”di, elde edebilmem
mümkün değildi. Hayal ile imgeleme arasında en büyük fark imgelemede olaya
duyguların katılmasıydı. Etrafa yayılan enerji ancak duyguyla yaratılabiliyor.
Duygu kattığın imgelemede insan istediği şeye sahip olmanın nasıl bir şey
olduğunu hissetmeye başlıyor. O hissettiğin enerji olumlu yönde ise istediğin
şeyi sana çekiyor. İstediğini elde etmek için olumlu düşünmen, bu konuda net
olman ve neşeli mutlu bir halde istek yapman gerekiyor.
bizi bilinçaltımız yönetiyor ve bilinçaltında yıllarca birikmiş bir bilgi
potansiyeli var. İsteklerimiz önce orada bir kontrolden geçiyor. Bununla ilgili
tüm kayıtlar ortaya çıkarılıyor. Bilinçaltımızın asli görevi bizi korumak. Biz
para isterken, arka tarafta eğer para kötüdür ve bela getirir kaydı varsa sizi
beladan korumak için hemen blokaj koyuyor. Siz hayatınıza para çekme imgelemesi
yaparken, alttan bir ses size çok paran olursa hayatın tehlikeye girer diyor.
Gönderdiğiniz enerji ters yöne değişiyor.
Siz dilinizle para istedikçe, bilinçaltınız paranın kötü ve tehlike olduğunu
gösteren olayları hayatınıza çekerek size çok para kötüdür ve hayatına bela
getirir anla artık diyor.
kontrolünün bilinçaltında olduğunu anladığımda bunun nasıl düzeltebileceğimi
sorgulamaya başladım. Ve karşıma Duygusal Özgüleşme Tekniği olan EFT yöntemi
çıktı. İnternette yapmış olduğum araştırmalar sonucunda bu tekniğin pdf
kitabına ulaştım.
dönemde çocuklarımın eğitim desteği için araştırma yaptığımda öğrenci koçluğu
konusu ile karşılaştım. Bulduğum EFT tekniği öğrencilerin başarısını engelleyen
blokajların çözümünde kullanılıyordu zaten. Ancak ben konuya ilgi duyduğumda
gelmişti.
Tekniği öğrenip çalışmaya başladım. İlk başlardaki heyecan bir süre sonra
kayboldu.
bu çalışmayı yetersiz bularak yeniden arayışa girdim.
Bugün birçok insan bu tekniği öğreniyor ve kullanıyor. Gerçekten etkili bir
teknik. Benim tekniği yetersiz bulmamın altında tekniği tam olarak duygularıma
odaklanarak yapmayışımdı.
biliyorum ki bilinçaltı kayıt temizlik ve dönüştürme işleminde esas olan şey
duyguya odaklanmak ve duygunun içine girmektir. Duygunun içine girmediğimiz
sürece yapmış olduğunuz birçok çalışmanın etkisi çok zayıf olacaktır.
ilk çalışmalarımda bu özeni göstermedim. Yapım nedeniyle hızlı çözümler peşinde
gezdim. Bir an önce sonuç almak için olur olmaz zamanda ve sürekli çalışmalar
yaptım. Fiziksel ve ruhsal hazır olmadan yaptığım çalışmaların hayatıma
yansıması da tabiî ki istediğim gibi olmadı bende yetersiz olduğunu düşünüp
yeniden araştırmaya başladım.
ne istediğimi tam olarak bilmiyordum. Ne istediğim konusunda hiçbir zaman
oturup düşünmemiştim. Kafamda ne varsa ona yoğunlaşıyordum. Gerçekten istediğim
bir şey mi diye sorgulamıyordum. Sonunda ne elde edeceğimi bilmediğim için bu
konuda hazırlığım olmadığı için bir şeyler yapıyor ama sonunda bıkkınlık
geliyordu. Dümeni olmayan bir gemi gibiydim. Rüzgâr nereye doğru eserse o taraf
doğru gidiyordum.
Bugün farkındayım ki yaşadığım her dönem beni zihnen hedefime daha da yaklaştırmış.
EFT’yi öğrenmem ve çalışmalarım sonrasında ben çocuklarımdan bir yıl ayrı
şehirde yaşamaya dönemim oldu. İşim dolayısıyla ben gitmek zorundaydım ancak
çocuklarım okullarında son sınıflarda olmaları nedeniyle onların eğitiminde
aksaklık olmaması için onları bulundukları şehirde bıraktım.
anne ve baba gibi bende çocuklarıma destek olmak istiyordum. Bunun için neler
yapabilirim konusu ile ilgili olarak öğrenci koçluğu konusunda kızıma eğitim
aldırdım. Ben uzaktayken o bu tekniği kullansın ve hayatında değişiklik
yaratsın diye. Ne yazık ki kızım bu konuda çok istekli değildi eğitime de benim
zorumla katıldığı için hayatında uygulamaya koymaya direndi.
orada bir şeyi görememiştim. Öğrenci Koçluğu konusu benim ilgi alanımda ve odağımdaydı, kızımın odağında değildi. Ben her ne kadar kızımın iyiliğini düşünsem de kızım
bunu anlayacak zihin yapısı içinde değildi.
biliyorum ki kendi istemediği sürece bir kimseye istemediği hiçbir şeyi zorla
yaptırmaya kalkışmak onun özgür iradesine müdahale olur ki çoğu zaman ters
teper.
Uzaktan çocuklarım için ne yapabilirim diye düşünürken bu kez enerji sistemi
olan Reiki ile tanıştım. Reiki uyumlaması alıp yine kendi bilinçaltı kayıtlarım
üzerinde çalışmalar yaptım. Uzaktan enerji gönderimi mümkündü ancak karşı
tarafın bunu özgür iradesi ile kabul etmesi gerekiyordu.
somut bir şeyler göremediğimi düşünüp bu çalışmaları da bıraktım.
Aslında her şey akışındaydı. Aradığım şey somut bir sonuçtu. Ben kontrol
duygusu yüksek birisi olduğum için etrafımdaki her şeyi kontrol etmeye
çalışıyordum. Ben kontrolü bende olmayan bir şeyleri kontrol etme
çabasındaydım. Tabiî ki de sonuç alamamam doğaldı.
O gün farkında olamadığım şey benim kontrolümün sadece kendi zihnimle sınırlı
olduğuydu. Onu kontrol ederek diğer insanların özgür iradeleri dışındaki
isteklerim hariç her istediğimi elde edebilirim.
yeterli verim almadığım duygusu beni yeniden arayışa itti. Ve karşıma korku
temelli çalışma olan İçsel Temizlik Yöntemi çıktı.
temizlik benim kendimi anlamamdaki kritik bir çalışma oldu. Bu çalışma ile
duyguyu, duyguya odaklanma ya da içine girmenin ne olduğunu anladım. Duyguyu
yoğun olarak hissetmenin nasıl bir şey olduğunu anladım. Bu çalışma ile
birlikte hedeflerimi ve isteklerimi sorgulamaya başladım. İçimdeki çelişkilerin
farkına vardım.
istiyordum ama bir taraftan zenginlikten utanıyordum. Kendimi zenginliğe layık
göremiyordum. Yaptığım çalışmalarda zenginlikten utanmanın kendimi değersiz
görmemle ilgili olduğunu aslında zenginliği de kadınlara ulaşmak ve güç için
istediğimin farkına vardım.
ilgili geçmişimde birçok kayıta ulaştım temizlik çalışmaları yaptım ancak o
kadar fazla kayıt vardı ki doğru noktalara temas edip çözümlemek bu güne kadar
sürdü.
bazı şeylerin çözümüne hazır olmadığım anlama olgunluğuna erişemediğim için
olayları görüyordum ancak temizlik çalışmaları yetersiz kalıyor, aynı
sahnelerle tekrardan karşılaşıyordum. Çünkü bilinçaltımızdaki korkuların tek bir
kaynağı yoktu bazıları onlarca ve yüzlerce sahne ile iyice pekiştirilmişti.
Bataklığa gelen tüm su kaynakları kurutulmadan bataklık kurumayacağı gibi
benimde tüm zihinsel bağlantılar çözülmeden hissettiğim korkular
çözülmeyecekti.
kapsamda yapmış olduğum çalışma detaylarını İçsel temizlik bölümünde
paylaşmıştım.
artık geldiğim son noktayı açıklamak istiyorum. Annemin ailesi zengindi
babamınki ise fakirdi. Annem bu yüzden babamı sürekli aşağılardı. Yıllarca her
huzursuzlukta bu konu gündeme gelirdi. Babamda hiç sesini çıkarmaz annemin
suçlamalarını sessizce kabul ederdi.
içinde bulunduğu yaşamı kabullenememişti. Babamla evlenmeyi büyük ihtimalle
istememişti. Yıllarca kurban rolü oynadı. Yaşadığı travmalar nedeniyle kendini
sürekli seviye olarak düşük insan olarak gördü. Aynı zamanda sanırım bu nedenle hırslı olduğu içinde
benliğini tatmin etmek için sıkıntı yaşadığı insanları aşağılayarak kendini
üstün olduğunu ve var olduğunu göstermeye çalışmıştı.
yıllar sonra istediğim zenginliğin maddiyata aşırı derece odaklanmanın
nedeninin annemin davranışları olduğunu anladım. Evdeki parasal huzursuzluk,
paran olmazsa bir hiçsin, kadınlar tarafından aşağılanırsın duyguları
sonrasında yoğun olarak güçlü olma isteğim beni maddiyata yönlendirmişti.
anlamda güçlü olmam bana kadınları kontrol etme imkânı verecekti. Aynı zamanda
babamın intikamını almak için bende annemin kullandığı yöntemi kadınlar
üzerinde kullanmıştım. Onları aşağılayarak kendimi güçlü hissetmeye çalışmıştım.
Onlarla duygusal ilişkiye girmek benim için çok tehlikeli
bir şeydi. Ve bu yüzden ilişkilerimde hep duygusuz robot gibi davranmıştım. Onun içinde karşı cinsle gençlik yıllarımda çok uzun süreli ilişkim olmamıştı. Evlendikten sonrada eşim beni bu konuda zaman zaman eleştiriyordu ancak ben olayın bu boyutunun farkında değildim.
yaşadığım olaylardan onlara verdiğim anlamlardan dolayı kendimi değersiz
hissediyordum. Bu durum tüm hayatıma yansımıştı. Sanki kişiliğimi puanlamış ve
yaptığım puanlamada kişiliğim sıfırın altında olduğu için herkes doğal olarak
benden üstündü. Buda bulunduğum ortamlarda kabullenilmeme korkusuna neden
oluyordu. Onaylanma takdir edilme beklentisi içerisindeydim.
çözümü dışarıda arıyordum. Aslında diğer kişilerin benim kabullenilmemle ilgili
bir soruları yoktu, sorun onu adağımda tutan bendim. Bu nedenle de hata
yapmaktan çok korkuyordum. Ve bulunduğum konumu ve sahip olduğum hiçbir şeyi
kabullenip sahiplenemiyordum. Bana verilen yetkileri ve imkânları kullanmaktan
imtina ediyordum.
bir işim, konumum ve maddi gelirim olmasına rağmen hala içimde açlık vardı.
Yetmez daha iyi olmalı. Mükemmel olmalı. Mükemmel olması için her şeyi kontrol
etmeliyim.
ne olduğunu anlamaya başlamıştım ama zihinsel olarak çözümleyecek olgunluğa
hazır değildim. Bir an önce sorunları çözme isteği ile yoğun bir çalışmaya
girdim. Odağımda korku avcılığı vardı. Bu sırada sitemde paylaştığım
deyimlerimi okuyan birçok kişi yardım isteği ile bana mail atıyordu.
dönemde kendi içimde somut olarak aşama kaydettiğimi hissettiğim bir dönemdi.
Sitem aracılığıyla tanıştığım Behsat beyin önerdiği kendini olduğun gibi sevme
ve kabul etme çalışması benim için dönüm noktası olmuştu.
karşısında kendini sevdiğini söyleme çalışmalarına ek olarak uç bir çalışma
önermişti. Aynanın karşısında üzerinde hiçbir şey yokken kendini bir saat
boyunca tepeden tırnağa seyredip kendini olduğun gibi kabul etmek. İlk başta
sapıkça gelmişti bana. Ancak uyguladığımda benim kalıplarımı kırmama neden olan
bir çalışma oldu.
O zaman kadar yazılarımda, sitemde facebook’ta farklı isim kullanıyordum.
Kendimi saklıyordum. Bu çalışma sonrasında kendi ismimi
kullanmaya başladım. Daha fazla yazı yazmaya başladım.
uzun bir dönem içsel temizlik yöntemi kullandığımda korku avcılığı bıkkınlık
vermeye başlamıştı. Bana mail atan sohbet eden kişilere direk korkularını
söyleyip korku çalışması yapmalarını söylüyordum. Hatta bazılarına ısrar
ediyordum.
şeyi paylaşmak için içimde yoğun bir istek vardı. Ancak anlamadığım ve farkına
varmadığım iki şey vardı.
onlar benim bulunduğum seviyede konu hakkında bilgili değillerdi.
yardım istemeyene yardım edilmeyeceği için yaptığım önerileri eleştiri olarak
algılanıp hemen savunmaya geçiliyordu. Bazı kişilerin beni listelerinden
çıkarmaları sayesinde bu durumu da yaşayarak öğrendim.
konuda, bir sohbet ortamında yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum. Sigara
kullanmıyorum. Sigaranın zararlı olduğuna inananlardanım birisine sigarayı
bağımlık olduğunu bırakılması gerektiğini konusunda nutuk atıyordum. Karşımdaki
kişi bana şunu söyledi. ”Siz bunları söyleyerek bizi aptal yerine koyuyorsunuz.
Bizim aklımız yok mu biz bilmiyor muyuz sigaranın zararlı olduğunu, sadece siz
mi biliyorsunuz. Bu bizim tercihimiz, size ne oluyor, bizim hakkımızda karar
veriyorsunuz.” dedi.
O günden sonra sigara ile ilgili kimseye bırak diye telkinde bulunmadım.
Kişi sigarayı bırakmayı önce kendisi istemelidir. Kendisince sigarayı bırakmak
için geçerli bir sebep bulmayan kimse sigarayı bırakmaz.
korku temizliği olduğu için her şeyi korku ile tanımlamaya başlamıştım. Kendi
gerçekliğinizi, kendiniz yaratırsınız sözü doğrulanmıştı. Yoğun korku
çalışmalarım bir süre sonra bıkkınlık oluşturdu. İçimden bir ses yeter atık
çekim yasasını çalıştır. Korku çalışması, korku çalışması nereye kadar dedi.
Bende çekim yasasını çalıştırıp artık yaratıma geçmek istedim. Yeniden arayışa
girdim.
dönemde Aykut Oğut’un kitapları ile tanıştım. Onun farklı bakış açıları
önerisiyle geçmişi daha iyi analiz etmeye başladım. Bu arada onun kitabında
paylaştığı Egoyu ikna tekniğini kullandım.
zamanda Z.ponopono diye bir teknikle de karşılaştım. Z-ponopono yöntemi Grant
Connoly’nin Z point öğretisi ile Dr İheakala’nın ho’oponopo öğretisinin
birlikte derlenmesinden Ecz. Sevinc Sultan tarafından oluşturulmuş bir
sistemdi.
Sisteme ait bir pdf kitap elime geçti. Kitapta sekiz adet temel çalışma seti
vardı. Ben o sekiz çalışmayı yaptım.
özü Ho’ponopono yönteminde anlatılan bahsedilen “özür dilerim, beni affet,
teşekkür ediyorum, seni seviyorum” cümlelerinin bilinçaltı kayıtlarını silmek
ve yeni kayıt oluşturmak için farklı kombinlerde kullanılmasıydı. Temizleme yaparken “ özür dilerim, beni affet, seni seviyorum” anahtar
cümlelerini kullanırken pozitif önermeleri yüklerken ise “ teşekkür ederim seni
seviyorum” anahtar cümlelerini kullanıyordu.
cümlelerin arındırma gücü yüksekti. Ve bundan sonra birçok kez ben bu
cümlelerle temizlik yaptım. Bugünde yine rahatsız olduğum konuda aynı tekniği
kullanıyorum.
çalışma sonrasında bir rahatlık hissi geliyordu ama yine altta bir şeyler eksik
diyordu. Ancak içerilerde bir yerlerde tıkanıklık vardı. Geçmişimde yaşamış
olduğum olayları görüyorum temizlik yapıyorum ancak yeniden çalışma yaptığımda
yine aynı sahnelere işaret ediyordu.
kaynağı aileme olan öfke ve kızgınlığımdı. Öncelikli olarak onlara olan
kızgınlığımı bitirmem gerekiyordu. Çünkü çalışmalarda her şey gidip onlara
dayanıyordu.
dönemde arayışlarım hemen yanıt buldu bu kez de bir hanım bana sitem üzerinden
ulaştı. Oda bu konularda ilgileniyordu. Aile dizimi diye bir konudan bahsetti.
İnternette yaptığım araştırma sonucunda sisteme ait bazı bilgilere ulaştım.
Aile diziminin ana hedefi kendimiz ve ailede yaşanan kilitlenmeye ilişkin
gerçekle yüzleşmektir. Farkında olsak da olmasak da hepimiz ebeveynlerimize
derinden bağlıyız. Onlara ya sevgi ya da öfke duyarız. Ya yanlarında olmak
isteriz ya da çok uzaklarında. Ebeveynine kayıtsız kişiye çok az rastlanır.
Dizimi ile aile büyüklerimizden aldığımız yükleri onlara teslim ederiz. Kök
ailemizin diziminde aile içindeki rollerin karışmış olduğu ortaya çıkar. En sık
rastlananlar: annenin baba rolünü en büyük çocuk almıştır, ortanca ya da küçük
çocuğun rolünü abla/abi almıştır ya da baba, çocuk rolünü almıştır. Rollerin
karışmış olduğu bir ailede sağlıklı enerji akışı olamaz. İlişkiler sağlıklı
kurulamadığından, ruhsal/fiziksel rahatsızlıklar, maddi/manevi tıkanıklıklar,
anlam verilemeyen gerginlikler v.b. olaylar yaşanır.
Aile dizim çalışması bir terapist tarafından yönetilen bir çalışmaydı. Ben
bulunduğum yer ve konum itibari ile böyle bir dizim çalışmasına katılamazdım.
Bu durumu anlatan arkadaşa dizim çalışmasının nasıl olduğunu sordum. Oda bana
anlattı.
Bu durumu terapi şeklinde yapabileceğimi söyledi. Karşımda aile büyüklerimin
sandalyede oturduğunu hayal etmemi ve benimde sırasıyla onların karşısına geçip
diz çöküp ellerimi onun avucuna elimi koyarak, sevgi akışını sağlamak amaçlayan
cümleler söylemeyerek arada sevgi bağını oluşturmamı, bana sevgi ile
bakmalarını görmemi ve onlardan bana sevgi akışına hissetmemi söyledi.
başladım. Aile bireylerimi karşıma alıp olarla konuşmaya başladım. İlk
çalışmalarda bir şey hissetmedim. Babamın, annemin ağabeylerimin bana sevgiyle
baktığını göremiyordum ve hissedemiyordum.
gün sonra aile bireylerimle diyalogu ilerletmeye başladım. Çalışma sırasında
babamın annemin karşısında diyalogda düşüncelerim için onlardan özür dilemeye başladım.
Yaptığım ya da yapmam gerekirken yapmadığım düşündüğüm davranışlarım için özür
diledim. Onları suçladığım konular için özür diledim. Birkaç gün bu şekilde
geçti ama ben hala kendimi suçluyordum. Ama suçluluk duygusunun şiddeti
azalmıştı
Bu çalışmalar esnasında bir şeyleri fark ettim, her şey benim zihnimdeydi. Her
şeyi ben zihnimde izin vererek yaratıyordum.
kendi yarattığım düşüncelerle kendi kendimi kıskaca alıyordum. Başkaları yerine
düşünüyorum onların zihinlerini okumaya çalışıyorum, devamında onların ağzından
kendime görev veriyor, ancak gerçek hayatta ben o görevi yapmak istemiyordum. O
nedenle de o görevi fiili olarak yerine getirmiyor ya da davranışı yapmıyordum.
Bu seferde görevi yerine getirmediğim için karşı taraftaki insan tarafından
yargılanıp suçlandığımı düşünüp kendi kendimi yargılayıp suçluyordum.
devreye giriyordu. Vicdanımın rahatlaması için suçun cezalandırılması
gerekirdi. Ve suçlu olduğumu düşündüğüm için cezalandırılmadığım sürece
vicdanım rahatlamıyordu. Kendi kendime senaryo yazıp kendi kendimi mahkûm
ediyordum.
fark etmem benim için dönüm noktası oldu. Her şey benim zihnimde oluyordu.
Karşıdaki kişinin hiçbir şeyden haberi yoktu. Ben kendi kendime zihnimde
yarattığım canavarı, dışarıdan bir kişinin öldürmesini bekliyordum. Benim
zihnimde verdiğim izni benden başka hiçbir kimse yok edemezdi ki.
farkına varınca zihnime giren bilgileri ve verdiğim anlamlarını değiştirirsem
ruhsal yapımda duygularımda değişiklik yaratabileceğimi fark ettim. Bunu nasıl
yapacaktım. Tam bu durumda devreye yine nefes çalışması ve z.ponopono da
kullandığım silme ve temizleme olayı geldi.
soluklu bir çalışmaydı ancak ailemle ilgili birçok konuyu çözümlediğimi
düşündüm. Bu arada sitemde paylaşımlarım artmış, telefon ve internet üzerinden
paylaşım yaptığım kişi sayısı artmıştı. Çalışmalardan bunalınca egom beni arada
tetikliyordu yeter artık temizlik yaptığın icraata geç diyordu.
dönemde işi biraz daha profesyonel nasıl yapabilirdim derken hipnozla tanıştım.
Hipnozla bilinçaltı kayıtlarının daha kolay temizleyebilirdim. Bu konuda o
günlerde beni yeni ekleyen bir arkadaş bana Ufuk Önen beyi önerdi. Kainatın yasaları yine işlemiş daha önce olduğu gibi EFT’ de, Reiki, İçsel Temizlik ve Aile dizimi konularında olduğu gibi birisi hayatıma gelmiş ve bana istediğim bilgiyi vermişti.
İnternette yaptığım kısa bir araştırmadan sonra benim uygun olduğum zamanda
onun bir eğitim planladığını gördüm. Devamında eğitimi alarak kendime en güzel
yatırımı yaptım.
eğitimi benim için sınırların dışına çıkma konusunda o sınırların aslında kendi
beynim tarafından yaratıldığının kendime ispatı olmuştu. Hipnoz eğitimi konusu
gündeme geldiğinde, ben bu eğitime gidemem ki diye kendimi sınırladığımı fark
ettim.
Dilim hipnoz eğitimine katıl derken arka planda dirençler vardı.
gideceğim?
kadar para verilir mi?
ne verecek?
nasıl ikna edeceğim?
için en kritik konu buydu. Eğitim için vereceğim para miktarını çok olarak
gördüğüm için eşimin bu duruma muhalefet edeceğini bekliyordum. Ayrıca ben
şimdiye kadar kendi başıma böyle bir şey yapmamıştım. Bu blokajlar üzerinde
çalışıp gitmek için netleşince olayı eşime açtım. Önce hafif bir direnç
gösterdi. Ben kendim için bir şey yapmak istiyorum dediğinde direnci bıraktı.
Sen bilirsin dedi.
o gün anladım ki yapmak istediğim şeylerin önündeki engel kesinlikle bendim.
Ben net olarak karar verdiğimde işler otomatikman yoluna giriyordu.
konuda bir anımı paylaşmak istiyorum. Bir arkadaşla sohbet ediyorduk.
Bunaldığını ve yalnız başına tatil yapmak istediğini söyledi. Bende yapmanı
engelleyen şey ne diye sordum? Oda eşim ve çocuklarım dedi. Bende ona dedim ki
onların hepsi bahane eğer sen bunu tek başına tatil yapmayı net olarak
istediğinde bu tatile gidersin dedim. Devamında birkaç gün sonra tek başına iki
günlük tatile gittiğini söyledi. Nasıl olduğunu sorduğumda benle konuştuktan
sonra tatile gitmek için önüne koyduğu engeller için çözüm aramış. Eşine kendisinin
içinde bulunduğu bir grubun faaliyetine katılmak istediğini net olarak
söylemiş. Ve kendi net olduğu için eşini ikna etmiş. Ve sonuçta iki gün kendi
başına tatili yaptı.
gün boyunca İstanbul’daki hipnoz eğitim süreci daha fazla değer katarak benim hayatıma
yansıdı. Telefonla yaptığım çalışmalarda hipnozu kullanmaya başladım. Sitemde
hazırladığım telkinleri yayınladım.
ve regresyon birlikte kullandığımda çok etkili olduğunu gördüm. Bu arada online
çalışmalara başladım. Birçok kişiyle telefonla ve skype üzerinden çalışmalar
yaptım.
üzerimde yaptığım her çalışma soğan kabuğu gibi altında başka bir katmanı
ortaya çıkartıyordu. Üsteki katman kalkmadan alttaki katmana ulaşamıyordum. Bu
bir süreçti. Ne kadar ben acele edip bir an önce sonuca oluşmaya çalışsam da
anlamam gerekenler anlaşılmadan alttaki konuya ulaşamıyordum.
dönemde almış olduğum Bülent Urana ait hipnoz kitabında daha önce bildiğim
ancak yansımasının bu kadar etkili olduğunu fark etmediğim affetme konusu ile
karşılaştım. Bu konu üzerinde daha öncede bilgi birikimim olmuştu ama işin
özünü anlamamıştım.
duyguların yönetiminde en kritik noktaydı.
Kuran’ da olmasına rağmen hayatımıza
yansıtmaktan imtina ettiğimiz ya da yüzeysel olarak yaptığımız bir şeydi.
Affetmek kendi özgürlüğümüzün anahtarıydı.
bilinçaltı kayıt temizlik çalışmalarında hedef geçmişte yaşanan olumsuz
duyguları dönüştürmektir. Yapılan temizlik çalışması sonrasında çalışmayı yapan
kişi yeniden o sahneyi imgelediğinde artık kendini rahatsız etmeyen farklı bir
şey görüyordu. Orada gördüğü şeyler değiştiği için hissetikleride değişiyor. O
duruma verdiği anlam değişiyor.
çalışmalarımda ilk önce gevşeme ve transa geçirme telkinleri, sonrasında,
rahatsız olunan duygulara odaklanıp bu duyguyu taşıyan geçmişteki bir olay, bir
anı ya da sahneye ulaşılmayı sağlayan telkinlerle olayları tespit ediyor
devamında ise NLP tekniklerini kullanarak sinema ve film gibi birkaç kez
izleterek oradaki duyguyu dönüştürme çalışması yapıyordum.
öfke boşaltması ve affetmeyi eklediğimde sahne değişimi daha kolay olmuştu.
Olaylarda bizi en çok etkileyen kişilere karşı öfkemizi boşaltıp affettiğimizde
sahne kendiliğinden değişiyordu. Bizi rahatsız eden şey duyduğumuz öfke
yüzünden o kişiye bir şey yapamadığımız duyguları hala içimizde taşımamızdı.
Sanal ortamda hissederek bunu yaptığımızda duygular aynen gerçek hayattaki gibi
boşalıyordu. Hatta ve hatta gerçek hayatta söyleyemeyeceğimiz birçok şeyi
direnç olmadan rahat bir şekilde söylenebiliniyordu ki bu çok büyük rahatlama
sağlıyordu.
bu sırada Loise Lay’ e ait Pozitif Gücün Büyüsü kitabını aldım. Bu durum farklı
bir şekilde anlatılıyordu. Odağımda olan şeyi çekmiştim.
çalışmalarını hayatıma uyguladım. Yıllardır aradığım şeyin bu olduğunu gördüm.
Aileme karşı öfke ve duygu boşaltmalarında bazen dirençle karşılaşıyordum. Her
çalışmada onlara karşı öfkem azalırken aslında en büyük sorunun kendime
duyduğum öfke ve suçluluk olduğunu anladım.
gerekenin ben olduğunun bir yansımasıydı.
Kendime öfke boşaltma ve affetme
çalışması yaptığımda ise daha önce kendime yönelttiğim dayatma ve suçlamaları
bırakmaya başladım. İnsanın en büyük suçlamayı kendine yaptığını gördüm. Başkalarını
bir şekilde affedebilirken kendime karşı çok acımasız ve katı olduğumu
gördüm.
Öfke çalışmasında öğrendiğim diğer bir şey ise “Birilerini affedemiyorsanız
kesinlikle o konuda kendinizi suçluyorsunuzdur” tespiti oldu.
birçok çalışmada gördüm. Çünkü birilerini affedemiyorsanız aslında o olayda
kendinizin bir kusuru olduğunu düşünüyorsunuzdur. Yapmanız gereken bir şeyi
yapmamak gibi ya da atmanız gerektiğini düşündüğünüz bir adımı atmamak gibi.
nedeni çocukluğumdaki ailede olan huzursuzluk, özellikle annemin davranışları,
babamın tepkisizliğine vermiş olduğum anlamlardı. Aslında öfkemin kaynağının
nedeni benim ailemin davranışlarını kontrol etmek istememe dayanıyordu. Bunda
başarılı olmam mümkün değildi. Anlamam gereken tek şey buydu.
Annemin ve babamın kurban rolü oynamalarından o kadar etkilenmiştim ki
yaşadığım yer çevre her şey beni bir çukura itmişti. Çukurda bulunan kişi çukur
dışındakilere nasıl bakarsa bende öyle bakıyordum. Aşağıdan yukarıya doğru.
Onlar yukarıda ben aşağıdaydım. Bugün farkındayım ki aslında o çukuru zihnimde
ben yaratıp kendim kazmış ve içine girmiştim. Ve bir adım atıp düzlüğe çıkacakken düşünce kalıplarım
nedeniyle o çukurda kurban rolü oynamışım.
aklıma geldikçe kendime yapmış olduğum küçümsemeleri ve dayatmaları teker teker
bırakıyorum. Bu bir süreç. Tabiî ki insan her şeyin zahmetsiz ve kolay yoldan
çözülmesini istiyor. Ancak kâinatın bir işleyişi ve yasaları var. Yaratıcı bunu
bir düzen içinde yaratmış. İstediğiniz şeye ruhen ve bedenen hazır olarak
almanız için yaratıcı size bir yolculuk yaptırıyor. Bize de o yolculuğun tadını
çıkarmak düşüyor.
ilgili konuları çözdüğümde kadınlarla ilgili birçok düşünce kalıbım değişti.
Onlara gönderdiğim enerji biçimi değişti.
diğer şeyler nasıldı. Gerçekten hayatım hep problemli miydi? Tabiî ki bunların
yanında birçok başarım vardı. İlkokulda ve ortaokulda sınıf ikincisiydim.
Liseyi sekizinci olarak bitirdim. Oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendimi
değersiz hissetmem nedeniyle bazı konularda daha aktif olmak istediğim bana şu
anda sahip olduğum ortamı hazırlamıştı. Ben geçmişe takılı kalarak doymak
bilmeyen bir açlıkla hep istiyordum.
Annemin davranışlarından aldığım inanç kalıpları nedeniyle maddiyat benim için
önemliydi. Bu nedenle yapmış olduğum odaklanma sonucunda iyi bir gelirim ve iyi
bir birikime sahip olmuştum. Çekim yasası çalışmıştı. Yıllarca zenginlik
istiyordum ve halada istiyordum ki şöyle durup bir baktığımda birçok insanın
sahip olmadığı bir servetim olduğunun farkına vardım. Aslında ben zenginim. Ve
ben bunu görmediğim için hala arayış içindeydim.
Arayış içinde olmak ise anı yaşamamı engelleyip yerine beni gelecek yada geçmiş
arasında dolaştırıyordu. Bugün artık yapmaya çalıştığım şey sahip olduklarıma
şükrederek anda kalmaya çalışmak.
arasındaki engel korkularınızdır. Engelli aşmanız için korkularınızla yüzleşme cesaretiniz ve arınmanız gerekmektedir. Korkulardan arınmanın en etkili yöntemi ise o
korkularının içine girmekten geçiyor.
yöntemi kullanacak olursanız olun korkuyu hissetmeden o korkunun içine
girmeden, olanı kabul etmeden arınamazsınız. Yüzme öğrenmek istediğinizde
yüzlerce sayfa okuyup teorik eğitim alabilirsiniz. Ancak gerçekten öğrenip
öğrenmediğiniz ise suya girince ortaya çıkar. Boğulma korkunuzu ancak suya
girince çözümlersiniz.
Katie, Olanı Sevmek kitabında evrende üç
çeşit işimiz olduğunu söylemiş.
işimizde olmamaktan kaynaklanıyor. Çünkü diğer işler üzerinde bizim hiçbir kontrolümüz
yok. Onları kontrol etmeye çalıştıkça her zaman hüsrana uğrayacağımız kesin.
zihnimizin kontrolünde olan kendi işimize bakalım. Kendi hayatımızı yaşayamayı seçelim.
Bu
yolculukta benim kendimi keşfetmeme yardımcı olan Behsat Bey, ve özellikle
benimle güç birliği oluşturup kendimi tanımamda büyük desteğini gördüğüm
Fatma hanım, ilk çalışmayı yaptığım Birgül hanım ve fikirleri ile bana büyük
destek olan Ayşegül Hanım ve ismini sayamadığım bana destek veren tüm kişilere
özellikle teşekkür etmek istiyorum. Sizin teşviklerinizle ve yardımlarınızla
ben bu yolculuğu yaptım. Umarım sizlerde kendinizi keşfedip iç huzurunuzu
bulursunuz.
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı
Daha İyi Bir yaşam için
BİLİNÇLİ YARATMA SANATI
******************************
Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464
Farkındalığım 2007 yılında çoğumuzun çekim yasası konusunu onunla öğrendiği bir kitapla başladı. “The Secret.” Ve devamında çekim yasası ile ilgili bu bloğu açıp bilgi paylaşmaya başladım.
Allah sizden bu dünyada da ahirette de razı olsun.
İyiki bu bloğu açmışsınız.
Ben de 11 Temmuz 2016 yılında çıktım bu yola.
Önceleri tedavim içinken 4 ay sonra kendimi önce Yaşam Koçu olarak sonra Kuantum Koçu olarak buldum ve devam ediyorum hala eğitim almaya.Sizin bloğunuzu keşfettiğimden beri sekmeyi sabitledim. ne zaman arama çubuğunu açarsam karşımda sizin sayfanız. Bu sayfayı bulduğumda yemin ediyorum altın madenine düşmüş hissettim ve sanki biri bana bedavaya bir kütüphaneyi özetlemiş hissettim.
Allah sizden razı olsun.
Çok teşekkür ederim.
Paylaşımlarınızın devamını diliyorum.
Anne-Baba özgürleştirmesi ile ilgili bir hipnoterapi çalışmanız var mı?
Eğer var ise lütfen o çalışmanızı da paylaşır mısınız?
Bu konuda sitemdeki iki yazı size yardımcı olacaktır.
Bilinçaltı Yüklerini Bırakma – Bağ Kesme Çalışması
Sevgi Açlığı ve Farkındalık – İçinizdeki Çocuğu Sevin.
çok teşekkür ederim Halis Bey.Sağlıcakla kalın İnşallah.
Halis bey iyi aksamlar. Mümkün olduğu kadar kısa ve anlaşılır yazmaya çalışacağım umarım yazdıklarım size ulaşır ve bu da benim için bir dönüm noktası olur. İki sene once esimin beni aldattigindan suphelenmistim ama hiçbir mesnete dayamiyordu biliyordum. Kendim yazıp kendim ofkeleniyordum ama o an için bana hepsi öyle gerçek geliyordu ki.kendimi bir şekilde iyileştirmem gerekiyordu ve okumaya başladım. Olumlamalar, Reiki, hipnoz cd leri, en son ho oponopono. İlk yazinizi az önce okudum ve benzer durumlar yasadigimizi hayretler içinde gördüm. Bana en iyi siz yardım edersiniz eminim. Benim de annem hep susan çilekeş kadın babamsa sürekli küfreden agresif annemi döven ablami döven kotunun kotusu bi adam. Şimdi babamla gorusmuyoruz. Anneme ise öyle ofkeliyim ki. Neden boşanmadi neden bizi ezdirdi. Onların yüzünden apar topar evlendim. Eşim de babam gibi çok kufrediyor ve aşırı sinirli.evkeneli 5 yıl oldu ve ben onu babama benzettikce soguyorum. Bir de 3 yaşında oğlum var onun da küfürbaz agresif bir birey olmasından çok korkuyorum. Denedigim herşey hevesimin kırılması ile yarım kaldı hep başa döndüm. Ne yapabilirim nereden başlayabilirim. Bana biraz detayli anlatır mısınız. Şimdiden çok teşekkür ederim.