Ne İstediğimizden Emin Olmak

İstediğimizi söylediğimiz şeylere sahip olmaya gerçekten ne kadar gönüllüyüz?

Ne istediğimizden emin miyiz?

İnsanlar, yaşamlarında ne yaratmak veya neye sahip olmak istediklerinden çoğunlukla emin değildir. Bir şeyler istediklerini söylerler ama ne yaratmak istedikleriyle ilgili bir fikirleri, arzuları veya çabaları yoktur.

Birisi sohbet ederken; “Bir iş yerine sahip olduğu, arabası olduğu, kendisi ve çocukları güzel giyindiği için insanların onu zengin sandıklarından bahsetti. İnsanların onu bu şekilde görmesine rağmen işin aslının öyle olmadığını, kendisinin yeterli paraya sahip olmadığını ve borç içinde olduğunu ve iş yerinde ciddi görünmek için sürekli olarak asık suratlı davrandığını.” söyledi.

Ona, “Yaşamında ne yaratmak istiyorsun? İnsanların sende neyi görmelerini istiyorsun? Yardıma muhtaç ve mağdur biri olduğunu mu? Bu güzel bir şey mi? İstediğin bu mu? O zaman onu yarat. İşe otobüsle git. Kendin ve çocuklarına eski elbise giydir.” dedim ve sorular sormaya başladım.

Bu kişi olduğunda, insanların ne yapmalarını bekliyorsun?

Nasıl davranmalarını bekliyorsun?

İnsanların sana acımalarını mı istiyorsun? İnsanlar, sana acıdıklarında ne olacak? Kendini iyi hissedecek misin?

İnsanların sana acımaları, senin hayatında ne yaratacak? Bu, seni mutlu edecek mi?

Gerçekte ne istiyorsun? Nasıl bir hayat istiyorsun?

Yarattığın hayatla mutlu olmadığını, insanlara göstererek sende neyi görmelerini istiyorsun?

Birçoğumuz, bahsettiğim kişi gibi sıkışık bir alanda kalıp aynı zamanda, bu durumdan yakınan bir hayat yaşıyoruz. Yaşamın bize sunduğu hediyeleri sahiplenmek yerine, tam tersine, onlar önemsizmiş gibi davranıyoruz.

Sonuçta yarattığımız şey ise sadece o alanda oyalanan bir kişi olmak oluyor. Aslında bu da bir yaratım şeklidir.